31 Aralık 2010 Cuma

iyi ki doğdum bennnn

böyle söyleyince megolaman gibi oluyor ama ne yapayım doğmuşum işte
bugünden itibaren 20 yaşından gün alacağım
hala kendimi o kadar küçük hissediyor ve görüyorum ki böyle söyleyince garip oluyorum
ilklerimi yaşadığım bi doğumgünü oluyor
öncelikle ilk defa bir yılbaşında ablam yok 3 kişilik bi aile olduk,onu bu gece çok arayacağım
ezgi'yle yakın arkadaş olduğumuzdan beri ilk defa onsuz bi doğumgünü geçireceğim
geçen yıl duygu'yla beraber gülerek yaşadığım bugünü internet aracılığıyla konşarak arayı kapatacağız
kısacası çok yalnız bi doğumgünü geçiyorum
böyle olacağın tahmin etmezdim nasıl desem canım sıkılıyor kısacası

ilk kutlayayım diye uykum olduğu halde 12'yi beklediğim arkadaşım 'doğumgünün bugün mü,yarın mı' diye mesaj atıyor
o da haklı 50 kez söylemiş olsam da nüfusta 1 ocak diye geçiyor
herkese teşekkür ediyorum ve mutlu yıllar diliyorum bol bol da gülüyorum
aslında içimden ağlamak geliyor,neden bilmiyorum
herkes iyi ki doğduğumu düşünmeyebilir tabi,gayet doğal
işin güzel yanı beni gerçekten seven insanlarla birlikteyim yani ailemle

bu kadar hüzün yeter gelelim 2010 yılının kritiğine
en çok üzüldüğüm yıl bu seneydi sanırım
öncelikle dedemi kaybettim ve nerdeyse 12 senedir çalıştığım,emek verdiğim bi sınavdan istediğim sonucu alamadım kısacası başarısız oldum
kendimi de ailemi de çevremdekileri de hayal kırıklığına uğrattım

tabi bunun yanında güzel şeyler de oldu
genel olarak sağlıklı bi yıl geçirdim
gerçek dostlarımı daha iyi anladım,arkadaş kayıpları yaşadım üzüldüm ama bu bana gerçeği görme fırsatı tanıdı
kendimle biraz daha yakınlaştım,daha iyi tanıdım
ve sanırım 2011'e aşık olduğumu sanarak gireceğim
aşık mıyım,değil miyim bunu bende bilmiyorum
daha önce böyle bi duyguyu tatmadığım için yorum yapamıyorum

son olarak da umutla söylüyorum ki 2011 benim yılım olacak
üzüldüğüm şeyleri gülerek hatırlamak için elimden geleni yapacağım
263 izleyicimin ve beni okuyan herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyorum
umarım yeni yıl herkese sağlık,mutluluk ve başarı getirir
evet evet iyi ki doğdum be!

29 Aralık 2010 Çarşamba

kpss sonuçları,iğrenç espriler ve bendis


öncelikle kpss puanımdan bahsetmek istiyorum 91,590 başarı sıramda 2787
sonuçlara bakarken niye bu kadar heyecanlandım anlamadım
sınav sınavdır psikolojisiyle ellerim hemen titremeye başladı
100 alsam da bir şey değişmeyecekti aslında atanır mıyım bilmiyorum ama hedefim 90 üstüydü o yüzden sevindim
bakalım belki ileride bir işe yarar

dün gece ağlayarak 'öyle bir geçer zaman ki'yi izlerken telefonum çalmaya başladı baktım rehber öğretmenim arıyor
doğruyu söylemek gerekirse çok şaşırdım açar açmaz 'ağlama kız'  dedi
gerçekten çok seviyorum onu ama kapatırken laf sokmasaydı çok daha iyi olacaktı
ama iyi oldu bundan sonra televizyonla bağlarımı koparmaya karar verdim
zaten yazın hepsinin tekrarı oluyor niye hayatımla oynayayım ki
onu izle bunu izle sapıttım artık
böylesi en iyisi olacak
anlayacağınız 2010'un son günlerinde çok önemli kararlar aldım
bu yalnızca bir tanesi diğerlerini de ilerleyen günlerde yazarım belki

bu arada doğumgünüme 2 gün kaldı çok heyecanlıyım
annemle bugün yılbaşı alışverişine çıktık annem sürekli mağazalara sokup 'şunu giy bunu giy' dedi
annemden bi hediye tabi ki beklemiyorum düşünmesi bile çok hoşuma gitti

sözlerime dersanede yaptığımız iğrenç esprilerle son veriyorum
her derste 5 iğrenç espri yapmazsak derse geçemiyoruz
ben yapmıyorum sadece gülüyorum ya da baygınlık geçiriyorum
ama bir tanesi var ki beni komaya sokacaktı sizlerle de paylaşıyorum ne olur okuduktan sonra benden iğrenmeyin,benim suçum yok :)
gelelim espriye :
hizbullah'ın kardeşine ne denir?
-herbullah 
tamam biliyorum iğrencim!

26 Aralık 2010 Pazar

büyümek

bugünlerde büyüdüğümü biraz daha iyi anlamaya başladım
bunun tek sebebi tabi ki doğumgüne az kalmış olması değil
çok saçma ama bunu diziler daha doğrusu karakterleri anlatıyor bana
eskiden bi film izlediğimde hoşuma giden oyuncuları araştırırdım acaba kaç yaşlarında diye
bunun en güzel örneği : ozan doğulu
onu ilk defa alıcı gözle incelediğimde 12 yaşındaydım hemen incelemelere başladım ben 20-25 arasında diye hayal kurarken 1972'li olduğunu öğrenmiştim
aramızda 20 yaş vardı yuh demiştim ya bu adam yaşlı ya da ben küçüğüm
ama günümüze baktığımzda yine bi örnek verecek olursak öyle bir geçer zaman ki'nin mete'si yani aras bulut iymenli 1991 doğumlu hatta ağustos ayında doğmuş aramızda 4 ay var
geçmiş yıllardaki gençler şimdi anne-babaları oynuyor

ve ben kendimi hala çok küçük hissediyorum
bir şey olduğunda anlamsız tepkiler veriyorum hala bazı şeyleri ağlayarak kapatacağımı sanıyorum
ama ne yazık ki artık bunlar işe yaramıyor
çünkü ben koskoca bir kız oldum
verdiğim bazı kararların arkasında durmalıyım
zırt pırt karar değiştirmemeliyim,hayatımı değişterecek olaylar üzerinde iy düşünmeliyim
en son ki deneme sınavında 46 puan yediğim kız için bi patlama olsa da ölse diye düşünmemeliyim
artık düzgün şeylerde kıskançlık krizlerine girmeliyim o düzgün olan şeylerde tartışılır tabi ki
ve o şom ağzımdan çıkacak sözlere de dikkat etmeliyim
çünkü ben artık büyüyorum

24 Aralık 2010 Cuma

bana bir sor


2010'un son günlerini güzel geçirsem dişi kıracaktım zaten
bıktım arada kalmaktan
halamlar zor günler geçiriyorlar maddi açıdan
ablam da kuzenimin kafası dağılsın diye eskişehir'e çağırmış yılbaşı için
iyi dedim bende jet bi kararla bende gelirim zaten
10 saatlik yolu tek başıma gitmemiş olurum diye düşündüm

yarın biletleri almaya karar vermişken sevgili ailem yine konuşmaya başladı
daha doğrusu sevgili annem
o da haklı kazanamadım ya ben,eğlenmeye gezmeye ihtiyacım yok
çünkü ben aklı başına dank etmiş bi kız gibi davranmıyorum
ben ders almıyorum,doğru düzgün çalışmıyorum bile
herkes yılbaşı tatilini güzelce yapabilsin diye dersanede cuma gününü tatil yapmış
tam her şey yoluna giriyorken ya da girmesi için çabalıyorken bir şey oluyor içimdeki tüm istek gidiyor
böyle durumlarda kendime daha çok kızıyorum
bunların tek sorumlusu benim çünkü
bu yılın daha farklı geçmesi de benim elimdeydi ama ben bunu başaramadım
artık hayal de kurmaktan vazgeçiyorum çünkü artık hiçbir işe yaramıyor

23 Aralık 2010 Perşembe

son deneme

yeni yıla 8 gün kala bende planlarımı netleştirdim
yeni yıla evde oturarak gireceğim hemde yalnız yani annem ve babamla
ilk defa böyle bir doğumgünü yaşayacağım
böyle olmasını da ben istiyorum aslında ablamın yanına gidebilirdim ama yanımda arkadaşlarım olmayınca orada da sıkılıcağım öyle hissediyorum
ablamı da arkadaşlarını da çok seviyorum ama belki de burada olmam daha iyi olacak

bi de muğla teklifi aldım
buradaki yeni arkadaşım sevgili irem beni muğladaki abisinin yanına çağırdı
benim için plan bile yapmış yavrum
ama oraya da gidemeyeceğim şimdilik buna karar verdim
D. de istanbul'a çağırdı
yani anlayacağınız bayağı bi teklif aldım
kendi nursuzluğumdan yani :)
eğer üniversitede olsaydım bu teklifleri değerlendirebilirdim ama ne yazık ki evdeyim
sınava da 94 gün kalmış
geri sayımlara yine başladık aslında bu beni daha çok heyecanlandırıyor
heyecanlanmayı da seviyorum saya saya bunu da bitireceğim inşallah

sınıfıma da çok alıştığımı hissediyorum
hatta haftaya 2010 a veda partisi yapacağız bol bol mercimek köftesi ve sarma yiyeceğiz
şimdi de esra erol'u izliyorum oh tam ev kızı oldum yaşasın (!)

22 Aralık 2010 Çarşamba

bugün karın ağrısından öleceğimi sandım
ya mide kanaması geçiriyordum ya da apandistim patlamıştı
herkese biri 112'yi arasın diyip durdum ama nafile kimse beni takmadı
ta ki susuncaya kadar
ne zaman konuşmayı kestim işte o zaman hasta olduğuma inandılar
hepsine kocaman bir yazıklar olsun dedikten sonra günüme dönüyorum

klasik bi çarşamba gününde olduğumuza göre ilk 3 saat carolinleri tartıştık sınıfça
hocaların bile pür dikkat izlemesi beni daha da heyecanlandırdı
çeşitli tahminler yürüttük
osman seri katil olmazsa ben olacağım
19 yaşını doldurmama 9 gün kaldığı ve daha çok genç olduğum için ali'yi öldürme işini biraz daha erteliyorum ( bkz : tipik türk izleyicisi,kendini diziye hemen de kaptırıverir )
dizideki heyecan tam gaz devam ediyor
ahmet'e ve mete'ye sevgilerimi göndererek bu konuya son veriyorum

bugün ilgnç bir şey daha oldu
bildiğiniz gibi 6 aralık da öğretmen atamaları belli oldu,bizimde bazı öğretmenlerimiz devlete geçti
3 haftadır coğrafya derslerimiz boşumsu geçiyordu
bugün sonunda bi öğretmenimiz geldi
öğretmenim derken bile garip hissediyorum kendimi
yeni gelen coğrafya öğretmenimiz eski sevgilimin ilk sevgilisi,hatta ilk aşkı
isimlerimiz bile kızla aynı
ondan bahsederken ikinizin isminin aynı olması çok ilginç ömrümün sonuna kadar unutmayacağım bu adı demişti
hangimizi kast etti orası tartışılır tabi ama ben beni kast etmiş olmasını umuyorum
öğretmenimiz çok tatlı biri tahminen 22 yaşında sağ parmağında alyansı var bu demek oluyor ki nişanlı
tabi özel hayatı beni ilgilendirmez ben coğrafyanın önemine bakarım
inandınız mı?
bence hayır :)

21 Aralık 2010 Salı

mutluluk yakın,yarından yakın

bugün 21 aralık yani en uzun gece yani kış mevsiminin resmi olarak başladığının göstergesi
psikolojikman olma olasılığı yüksek olsa da en uzun geceyi hissediyorum sanırım
belki oğlak dönencesinde olsaydık her şey daha farklı olurdu
insanların nerede doğdukları o kadar çok şeyi etkiliyor ki
dilimizi,dinimizi,kültürümüzü

sanırım ben iskandinav ülkelerinde doğmak isterdim
sanırım bembeyaz biri olurdum o zaman güneş görünce mutlu olurdum
tatilde sıcak yerlere gitmek için hayal kurardım
büyük ihtimal üniversite sınavına çalışıyor olmazdım bu zamanlar
bilmem kaçıncı kez osmanlı'nın yükselme dönemiyle ilgili testler çözmezdim
her gece yattığımda türkçeden şu kadar matematikten şu kadar net yapsam şu puanı alırım diye düşünüp durmazdım
her şey daha farklı olurdu işte
hayallerim,umutlarım ve ben
belki bu kadar yeteneksiz de olmazdım
2 sene voleybol takımında oynayıp servis atamayan,kros takımında 52 kişi arasından 26.olan biri olmazdım
yabancı dillere karşı acayip bi yatkınlığım olurdu belki
hatta ve hatta incecik belli biri bile olabilirdim

ama ne yazık ki bu vasıfların hiçbirine sahip değilim
kuzey yarım kürenin orta kuşağında doğmuş biriyim ve osmanlı buralara hakim olduğu için bunları bilmek zorundayım
ve yetenekli değilim şarkı bile söyleyemiyorum
balık etliyim de
kısacası ben bambaşka biriyim

19 Aralık 2010 Pazar

acınılası hal

gayet eğlenceli günler geçirdiğimi düşünüyordum ta ki dün duygu'nun yazısını okuyana kadar
o kadar çok boşa zaman harcıyorum ki
bunu sizinde anlamanız için bi haftamı anlatmaya karar verdim
bakınız ibretlik yaşam

pazartesi günü dersane olmadığı için 10 gibi kalkıyorum kahvaltıyı müge anlı eşliğinde yapıyorum
sonra fox tv 'yi açıp Su Gibi'yi izliyorum
onlarla oyalandıktan sonra ders çalışmaya başlıyorum bu aralar denemelere yoğunlaştığım için deneme çözüyorum
dışarı çıkmam gerekiyorsa çıkıyorum
sonra 4 gibi esra erol'u izliyorum garip bir şekilde bundan mutluluk duyuyorum
izlerken 'ay paravan açılıyor,ay beğenecek mi acaba' gibi tepkiler veriyorum
sonra babam geliyor adam ntv ' yi açıyor malum haber falan izleyecek ben kumandayı vermiyorum
-baba bi dur cüneyt bey in karar anı var diyorum
babam sesini çıkarmıyor,inanmak istemiyor heralde
6'dan 8 buçuğa kadar ders çalıştıktan sonra pazartesi günü hangi dizi varsa onu izliyorum
ezel,küçük sırlar,karadağlar hiç fark etmez
diziler bittikten sonra uykum yoksa bi kaç saat daha ders çalışıyorum eğer varsa uyuyorum

geldik salıya
4e kadar dersanede oluyorum etüt,ders,soru sormalar
sonra eve gelip yine esra erol izliyorum
6-8.30 arası ders çalışıyorum
salı gecesi öyle bir geçer zaman ki'yi izliyorum,uyku durumuna göre gece yapılanlar değişiyor

çarşamba,perşembe,cuma da hep aynı
sadece diziler ve evlenmek isteyen kişiler değişiyor
ben yine kitaplarımla televizyon arasında mekik dokuyorum

cuma,cumartesi ve pazar günleri biraz daha değişik oluyor
dersane yok evdeyim
genelde annemle tartışıyoruz
-bendis sesimi çıkarmıyım diyorum ama dayanamıyorum anladın sen değil mi?
-anladım anne çalışıyorum ya da çalışacağım

bir haftamı daha önce böyle düşünme şansım olmamıştı
benim için bu sıralar değişik olan tek şey aldığım yeni denemeler
daha önce çözmediğim türde sorular var
işte böyle şimdi siz karar verin ibretlik mi değil mi?

17 Aralık 2010 Cuma

bugün güzel bir gün
sabahtan kendime izin verdim gitme bugün dersaneye uyu dedim içimden
ama inat gibi sabahın 8in de telefon çalmaya başladı
ablam gelmiş,karşılamaya gidecekmişmişiz

kahvaltı falan yapıp biraz oturduktan sonra dışarı çıktık
nereye veli toplantıma :)
umuyorum ki son veli toplantımdı bugün olan
annemle ablam gitti,şimdiye kadar kötü bir şey duymadım öğretmenlerimden çok şükür ama yine de her zaman heyecanlanırım böyle durumlarda
öğretmenlerin kötülemese de memnuyetsiz annem kesin kötülerdi
ama yanında ablam olması iyi oldu bu sefer yerden yere vuramadı beni
canım öğretmenlerim çok güzel şeyler söylemişler
özellikle tarih öğretmenim eğer zamanı olduğunu bilsem stajer olarak yanıma alacağım demiş
inanılmaz sevindim
geçen yıl bi talihsizlik yaşadığımdan bütün öğretmenlerim hemfikir bunca laftan sonra sanırım annemde hem fikir olmuştur

bugünün bi başka güzel yanı da ezgim'in gelmiş olması
çok bunalmış gideli daha 5 gün olmuştu
bu kadar çabuk geleceğini tahmin etmemiştim o yüzden bir bakıma sürpriz oldu bana
kısacası mutluyum işte,şimdilik her şey yolunda gidiyor en önemlisi huzurlu
nereye gidersem gideyim hep güleryüzle karşılanıyorum bunu görmek ve hissetmek çok güzel...

15 Aralık 2010 Çarşamba

öyle bir geçer zaman ki ki ki

bugün dersaneye gittiğimde konuşulan tek konu 'öyle bir geçer zaman ki'nin dün geceki bölümüydü
hatta kendimizi o kadar kaptırmışız ki ilk ders felsefeydi ahlak felsefesi olayına carolinmiş aylinmiş bütün dersi konuşarak geçirdik

gerçekten ilk bölümden beri severek ve beğenerek izliyorum bu diziyi
ama dünkü bölümü kadar etkilenmemiştim sanırım
resmen titreyerek izledim
ahlak kurallarına göre carolin ahlaklıymış yani kitaptaki kurallarına göre
bana bir dizi değil de gerçek yaşammış gibi geliyor yaşananlar
babama sürekli ali gibi yapmayasın sakın diyorum,babam da bi hayli içlenerek izliyor ikimizde ali'yi yerden yere vuruyoruz mete'yi ve ahmet'i seviyoruz
her hafta heyecanla bi sonraki bölümünü bekliyorum

sınıfta bunları söylediğim zaman bana sen ne ara ders çalışıyorsun diyorlar
sanırım uzaktan 21 saat ders çalışan biri gibi gözüküyorum
dizi izleyerek ankara hukuk'a gideceğim
evet evet bende öyle düşünüyorum

14 Aralık 2010 Salı

bütün türkiye kara kışla boğuşurken bizim kara kışımız 1 gün sürdü nedense
bu sabah dersaneye giderken sarıp,sarmaladım kendimi sadece gözlerim açık kalacak biçimde
ben sanıyorum çatılar uçuyor falan bi çıktım yaprak oynamıyor
hoş ağaçlarda yaprak kalmamış ama olsun
bikaç adım attıktan sonra terlemeye başladım
sonra şansıma ne diyim bilemedim, iyi ki bi kışı seviyorum dedim
cumartesiden beri çok daha fazla yumuşak bi hava yaşıyoruz hadi hayırlısı

kitapçıların önünden geçerken camekanlarda 2011 ajandaları geldiğini okuyordum ama hiç inceleme fırsatım olmamıştı
bugün bikaç yere gittim yeni günlüğümü bir türlü beğenemedim
alt tarafı tarihler yazacak farkındayım ama 365 gün yanımdan ayırmayacağım bi defter için daha farklı bi arayışlar içerisindeyim
hissediyorum 2011 yılı benim yılım olacak

şimdiden daha ilk günün kararsızlığını yaşamaya başladım
yıl sonu yani 31 aralık benim doğumgünüm ablam eskişehir'e çağırıyor
bi yandan gitmek istiyorum bi yandan da ailemle geçirdiğim son yılbaşı olacak onlarla beraber olmak istiyorum
neyse daha 17 gün var belki ailecek eskişehir'e gideriz o en mantıklısı :)

12 Aralık 2010 Pazar

üşümeyi özlemek

bütün iletişim araçlarının bugünlerde konusu yumurtalı protesto ve kar
bende her ne kadar bana ait olsa da bi iletişim aracında yazdığıma göre eğer balkanlardan gelen soğuk hava dalgasından bahsetmezsen rahat etmeyeceğim
hoş soğuk hava balkanlardan mı geliyor bilmiyorum ama şimdiye kadar hep oradan geldi düzeni bozmayalım yine oradan gelsin :)

soğuk havayı o kadar çok özlemişim ki enaz 1 saat dolanmışımdır dışarıda
burnumun üşümesine,ellerimin soğuktan titremesine,sıcak bi ortama girdiğimde 'oh' demeye bu kadar çok sevineceğim aklıma gelmezdi
ama ben bi kış bebeği olarak kışa bayılıyorum
kış bebeği olması bi batıl inanç olsa da ben buna inanıyorum

ege bölgesinde yaşadığımız için genelde buraya kar yağmaz
dün birazık yağıyor gibi oldu nasıl sevindim anlatamam ama sonra anladık ki rüzgardan dolayı dağlaradan uçuşan karlarmış buraya gelen
izmir'e bile lapa lapa yağdı burada tık yok
biz garipler kar sevinci yerine karın soğunu yaşıyoruz

her ne kadar çok sevinsem de böyle durumlarda evsizleri düşünmeden edemiyorum
keşke onlarda sıcacık evlerinde oturup rüzgarın sesini dinleyebilseler
ne yazık ki adaletsiz dünya da böyle bir şey mümkün gibi gözükmüyor
umarım belediyeler bu durum için bir çalışma yaparlar

e birazda soğuğun güzelliğinden yararlanmak lazım
ağaçların dalları ordan oraya sallanırken ben gidip biraz test çözeyim hepinize mutlu pazarlar :)

10 Aralık 2010 Cuma

bugün 4 mevsimi birden yaşadık şehir olarak
yağmurlu,güneşli,soğuk garip bir gündü
soğuk havalara bayıldığım için güzel günler beni bekliyor
burnumun,ellerimin üşümesini,ısınmak için eve çabuk çabuk yürümeyi özlemişim


bunlar güzel olan şeyler
bunların dışında zaman geçiyor hemde hızlı bi şekilde
bu hız beni korkutuyor,geçen yılki gibi olmasından korkuyorum olacakların
annem yine konuşmaya başladı
aslında o da kendince haklı ama boğuluyorum
kavga ederek de çözülmüyor olanlar,geçen yıl denedim elime bir şey geçmedi
2 hafta sonra dersanede veli toplantısı var
şimdiye kadar hiçbir veli toplantım kötü geçmedi tabi bu kötülük hocalar ve benim açımızdan
benim hakkımda kim iyi bir şey söylese annem ısrarla karşı çıkıyor
-bendis iyi verilen ödevleri yapıyor,gayet memnunuz
-ne ara yapıyor ödevleri günde en fazla bi saat çalışıyor

böyle konuşmaya başlayınca kendimden geçiyorum sinir oluyorum yani
takdir edilmek istiyorum çok mu zor bu
hep daha fazlası için mi uğraşmalıyım,yaptıklarımın bana yeteceğini düşünüyorum
tabi benim hayatım hakkında bir şey düşünmem hata
daha aralık ayında olmamıza rağmen yoruldum
deli gibi ders çalıştığımdan değil bu yorgunluk
gerçekten anneme bu konuda hak veriyorum sınav öğrencisi gibi değilim
günde 20 testi 2 saatte bitirebiliyorsam ne yapabilirim o 2 saatlik çalışmadan sonra felaket bi biçimde uykum geliyor istesem de çalışamıyorum
sonra bendis hiç ders çalışmıyor oluyor
esra erol'u da izliyorum canlı para'yı da bütün laf söyleyenlere hıh işte

8 Aralık 2010 Çarşamba

bu hafta her şey çok güzel gidiyor çok şükür :)
pazartesi günü uzun bi aradan sonra cengizle görüştüm bi 5 ay olmuştur heralde
dün de deneme sınavım vardı istediğim puanı alamasamda hedeflerime yaklaşmış olmak beni mutlu etti
annemin söylediklerine kulak asmamamında bunda çok etkisi var tabi

ve ve ve bugün de sevgili arkadaşım D.geldi
henüz görüşemesek de aynı şehirde olduğumuzu düşünürken bile mutlu oluyorum
yarın dersaneye gelecek eski günlerdeki gibi beraber olacağız
tek fark ben bi haftaiçi öğrencisi o üniversite öğrencisi :)
üniversite insanı nasıl değiştirir bizim için güzel bir örnek

haftasonuda ezgim gelecek
onunla da görüşmeyeli 3 hafta olacak,bu bizim için bayağı uzun bi süre
o yüzden değmeyin keyfime

bu arada saçma rüyalarımda tam gaz devam ediyor
dün gece fatmagülümsü bi haldeydim ne alakaysa ıyy korkunçtu
geceleri ders çalıştıktan sonra can sıkıntısından fena halde dizilere sarmış durumdayım
ve de yemek yemeye,yaşasın yemek yemek yaşasın gelen kilolar :)

7 Aralık 2010 Salı



doğum ne kadar mükemmel bi olay
anne karnında büyüyorsun yokken var oluyorsun
aklım almıyor...

5 Aralık 2010 Pazar

haftasonlarını sevmiyorum hele pazar günlerine hepten gıcığım
yapacak hiç mi bir şey olmaz
madem pazar günleri insanlar evde oturmak zorundalar o zaman televizyona güzel bir şey koysunlar
zaten canım yeterince sıkılıyor
arka sıradakiler'i izliyip ağlıyorum o derece yani

bi de bi arkadaşın annesinin öldüğünü öğrendim
aslında arkadaşım bile sayılmaz yani yolda görünce selamlaşmıyoruz bile ama çok kötü bir şey ya
babası da ölmüştü annesi kansermiş
18 yaşında bi kız için yaşadıkları çok kötü
böyle durumlarda kendime acayip kızıyorum
üzüldüğüm,ağladığım şeyler geliyor aklıma ne salakmışım diyorum
insanlar neler yaşıyor
gerçekten çok nankörüz yani ben nankörüm
bunun farkındayım ama yine de öyle davranmaya devam ediyorum ya işte bunu anlayamıyorum
heralde bazı şeylerin önemini gerçekten anlamamız için onları tamamen kaybetmemiz gerekiyor
o zamanda geri dönüşü olmuyor ne yazık ki

bu arada sevdiklerime olan özlemim her geçen gün daha da artıyor
ne zaman alışacağım ben?

4 Aralık 2010 Cumartesi

rüyalar ve gerçekler

bugünlerde rüyalarla kafayı yemiş durumdayım
her gece yatarken acaba bu gece ne göreceğim diye düşünmeden kendimi alamıyorum
resmen film çekiyorum :/
bi gün bombalar patlıyor,bi gün evleniyorum
bi dağda kayak yapıyorum,dağın eteğinde denize girip güneşleniyorum
rüya tabirleri sitesinin saçma olduğunu bilsem de yine de bakmadan edemiyorum
öğrendiğime göre sağlıklı insanlar rüya görebilirlermiş
buradan anlıyorum ki çok şükür sağlıklıyım!
ama rüyalar bittikten sonra etkisi de bitse hiç sorun olmayacak
evlendiğim insanın yüzünü gayet net hatırlayınca bütün gün etrafıma bakmaktan kendimi alamıyorum
bi de zorla evleniyormuşum ıyy çok fenaydı hala etkisindeyim

rüyada da evlenmek zengin olmaya yorulurmuş
ama ben bunu başka bi anlama yoruyorum
eğer standart sapmalarla çok soru oynamazsa kpss'den tahminen 92-93 alacağım
çalışmayı da ciddi ciddi düşünmeye başladım
salı günüde deneme sınavım var umarım artık hedeflediğim puana kavuşabilirim
pazardan itabarende kar geliyormuş
hoş bizim buraya kesin soğuğu gelir
ama soğuk havalara da bayılıyorum,içime doğuyor güzel günler beni bekliyor :)

1 Aralık 2010 Çarşamba

hoşgeldin aralık :)

geçenlerde yine paragraf çözerken yine çok güzel bikaç cümle aklımda kaldı ve yine sizlerle paylaşıyorum
-doğal olarak hiç nesnel olarak yazılan bi günlük okumadım ama sevgili günlük yazarları bu kadar da öznel olmayın,kendinizi bu kadar da yerden yere vurmayın

bu cümle bana o kadar doğru geldi ki anlatamam
kendi yazdığım günlüklere baktığım zaman ya da blogtaki yazılarıma baktığım zaman sürekli bi ahlanma,vahlanma içindeyim
hep suçlu benim,sanırım insanın kendi üstüne gitmesi daha kolay geliyor
belki de bizim istediğimiz budur :
-yine aynıyım,hala salak gibi davranıyorum diyen birine
hemen karşı çıkılması,içini rahatlatılmasıdır çünkü başka birinin bunu söylemesine ihtiyacımız vardır

neyse bugün ben bundan bahsetmeyecektim :)
bugün 2010 yılının son ayına girmiş bulunuyoruz
aybaşlarını seviyorum,içimde sebebini hala anlamamış olsam da garip bi sevinç,mutluluk oluyor
sanki her yeni ay bana yeni birşeyler getirecekmiş gibi hissediyorum
ama aralık aylarını daha bi ayrı seviyorum
bunun en önemli sebebi aralık ayında doğmuş olmam sonu ama olsun (31 aralık) :)
kış aylarına giriş olmamızda ayrı bi heyecan uyandırıyor bende
kış mevsimi = ders çalışma mevsimi demek benim için
ders çalışabildiğim oranda vicdanım daha sessiz olacağı için bende daha mutlu olacağım
kısacası aralık geldiği için sevinçliyim
inşallah uğurlarken de bu kadar sevinçli olurum :)