30 Nisan 2010 Cuma

baktım off bu nasıl bir heyecandır böyle
daha fazla uzatmadan söylüyorum
puana gerek yok 23.502.ci olmuşum
tabiki mükemmel değil ama nankörlüğe de lüzum yok çünkü arkadaşlarımın içinde 'ay çok kötü dersem' gerçekten rezil bi duruma düşeceğim
bu arada geçen yıl ankara hukuk'a giden arkadaşım 1.bölüm sınavında sıralaması 36binlerdeymiş
o yüzden de çok sevindim
tabi önemli olan 2.sınavlar
ama söylemeden geçemeyeceğim moralim düzeldi daha da fazla çalışıp inşallah hukuk'a gideceğim =)

YgsyGsygS

evet sınavdan sonra en heyecanlı gün bugün sanırım
50 dakika sonra sonuçlar açıklanacak
bi sürü tane kötü rüya gördüm
kaydırmadan tutun yanlış hatırlamaya kadar
ve ne yazık ki korkmaya başladım
kalbim bi fena atıyor
bir şeyleri değiştirmeyecak ama yine de bana şans dileyin
off son 48 dk!

29 Nisan 2010 Perşembe

hayaller ve rüyalar

Küçüklüğümden beri yaptığım bir şey vardur
uyumadan önce hayal kurmak
hayal kurmadan uyuyamıyorum
insan en çok yatağa yattığı zaman düşünürmüş
bendeki de o hesap,düşünmeyeyim diye hayal kuruyorum
bazen geleceğimi tasarlarken bazen de çok saçma şeyler düşünmüyor değilim
mesela küçükken ozan doğulu'yla ilgili saçma sapan hayaller kurardım (itiraf ediyorum lise 1e kadar!)
genelde yatmadan önce düşündüğüm kişi ve olayları rüyamda görürüm
dün gecede böyle bir şeyi umarken çok daha garip bir rüya gördüm
ne yazık ki hala da etkisindeyim
bilinçaltında olan şeylerin rüyada görülmesi,gerçekten çok sinir bozucu bir şey
ben onları bastırmaya çalışırken gerçekmiş gibi görünmesi hiç olmayacak şeyleri düşünmeme sebep oluyor
ama düşünmek istemiyorum
düşünürsem üzülürüm
üzülüyorum!

28 Nisan 2010 Çarşamba

yeni zelanda

dün gece duygu'larda yani nam-ı diyar mavişapkalı kızlarda yattım
çok güzel bir geceydi
ders çalıştık,gece 12 de duygu bana waffle yaptı (çok güzeldi)
ve bol bolda konuştuk
burdan duygu'ya çoooook teşekkür ediyorum
şimdi sevgili blog duygu'nun yataığının tepesinde yani tavanda ebatları hayli büyük olan bir dünya haritası var
insanın uyandığında ilk önce dünyauı görmesi gerçekten çok güzel bir şey bende bunu bu sabah yaşadım
bu sabah kafama daha önce aklıma hiç gelmeyen bir şey takıldı
bunu haritaya bakınca daha iyi anladım
yeni zelanda çok dışardaydı
şimdi orada yaşıyor olsam sanırım kendimi dışlanmış gibi hissederim
avustralya'nın bile altında
eminim oralarda da çok güzel yerler vardır
ama orada yaşayanların avrupa'ya veya türkiye'ye geleceğini düşünün ne kadar zor olur
sabah sabah 7'de bunu düşündüm ve ilerde buraya gitmeye karar verdim
gerçekten çok güzel yerleri varmış en çok beğendiğim resmi ekliyorum sevgili dışlanmış yeni zelanda'dan bi kanyon :)

27 Nisan 2010 Salı

İSYAN

biliyorum blog
birazdan yazacağım cümleye inanmayacağını adım gibi biliyorum
belki önceden yazdığımda kendimde inanmıyordum
ama artık inanıyorum
kendi hayatımı kendim mahvediyorum
bitti işte
etrafımda üzülmemem için çırpınan onca insan varken,ben beni üzenlerin ardından yas tutuyorum
yok değerli,önemli vs
tamam verdik değeri, e ne oldu?
hayal kırıklığına uğradım
kabul et o zaman
ama hala inatlaşıyorum kendimle
belki de ben yanlış anladım,belki de ben yanlış davrandım bilmem ne
allah'ım herkes doğru da bir ben mi yanlışım?
niye hep bn pişman oluyorum?
istemiyorum artık
beni üzenleri hayatımda istemiyorum
mesela bi kaç saate kadar -ciğim gelse
bendis kusura bakma eşeklik ettim dese hemen boynuna sarılır affederdim
ama şimdi istemiyorum!
beni hayatından hiç düşünmeden çıkaran birini ben hayatımda istemiyorum
insan zorla kendini üzer mi ya?
başkaları değil ben kendime zarar veriyorum
ohh,rahatım işte bu!
biri eski sevgilisiyle buluşur ona üzülürüm
biri takmaz ona ayrı üzülürüm
yeter ya bende insanım
istemiyorum işte hiç birinizi istemiyorum ve size de ihtiyacım yok
defolun gidin artık hayatımdan....

NOT:bu yazı gecenin bi vaktinde yataktan kalkıp yazılmıştır

25 Nisan 2010 Pazar

bazı şeyler için kendimi zorladığımı fark ettim
doğru olan,beni mutlu eden şeyleri bulana kadar her bulunduğum ortamda,herkesle konuştuğumda sürekli gülüyorum
canım sıkılıyor ama bunu önemsemiyorum
hala kendimi bir şeyler için zorlayarak mutlu olacağımı sanıyorum gerçekten yazık bana
insanlara güvenilmeyeceğini anlamama rağmen yine de önyargılı davranma diyorum kendime belki de hala öyle olmayan insanlar vardır
ama gün geçtikçe fark ediyorum ki
herkes aynı,herkes çıkar peşindeymiş
canım sıkıldığı için bir arkadışımı arayıp dışarı çıktığımda
normal kendim gibi konuştuğumda bir bakıyorum hemen davranışlar değişiyor
yok olmaz o benim arkadaşım diyorum bu durumu yediremiyorum ama karşıdaki çoktan yedirmiş ki benim bir şey dememe fırsat kalmıyor
ben hareketliyim,çok konuşkanım ya tamam herkesle olabilirim,herkesten hoşlanıyorum
okulda 'yavşamadığım insan kalmadı' bu ne ya
erkekler neden bu kadar basit düşünüyorlar?
neden sürekli akılları başka yerlerde?
buradaki son zamanlarımı iyi geçirmeye,kimseyle küs ayrılmamaya çalıştıkça sanki inat gibi her şey benim bu isteğimin tersinde gerçekleşiyor
ama artık bunuda istemiyorum
ben çabaladıkça hiçbir şey değişmedi
şimdiye kadar yaptığım her şeyi ilerde keşke dememek için yaptım
bu yüzden bir şeylerden fedakarlık ettim
ama olmuyor işte
kimse kendinden taviz vermeni hak etmiyormuş
bu gerizekalı yerde gerizekalı insanlara değmiyormuş
bıktım artık
yoruldum kandırılmaktan ya da kanmaktan,tarihin tekrar etmesinden
bundan sonra kime nasıl davranacağımı gerçekten bilmiyorum
keşke en başa dönebilsem...

24 Nisan 2010 Cumartesi

bugün yazı erken getirdiğimi anladım
balkona çıktığımda oh dedim tamam bahar bu hatta yaz bile denilebilirdi
e durum böyle olunca benden uzun bir şey  giymemi beklemesinler
kışın bile sıcak basar bana öyle garip bir halim var
bugün de dersaneye giderken şort giydim
tam sınava başladık beni bir titremem aldı sormayın bir üşüme üşüme bu duruma ben bile şaşırdım
yeni sistemi bilenler bilir her ders için ayrı sınav olunuyor
matematiğin bitiminde hemen eve gittim
ceket aldım,kot giydim oh be dünya varmış :)
bu arada burdan sıkıldığımı bir kez daha anladım
rehber öğretmenimle odada çekirdek çitlerken ders proğramı yaptık
bayağı zorlayıcı bir proğram oldu
uymaya kararlıyım
burada 1 sene daha kalamam
hukuk olmazsa tercih yapmamayı düşünüyorum
zamanda gittikçe azalıyor
insanın bu mevsimde de evde tıkılıp ders çalışması çok adaletsizce geliyor bana
ben üşümüş olabilirim ama hava o kadar güzel ki
içimdeki bir bölüme yerleşmiş olan bendis sürekli içimi kemirip duruyor dışarı çık gez,sinemaya git yeterki evde oturma diye
şimdi bu bendis'in söylediklerini yapsam seneye evde oturacağım bunu göze alamam :)
bitsin şu yıl
2010-2011 öğretim yılına bedenen ve ruhen hazırım hadi artıııııııııııııkkk

23 Nisan 2010 Cuma

-ciğim ve ben

hatırlarsanız bi kaç yazı öncesi artık ondan bahsetmeyeceğim demiştim
ama bendis hala aynı :(
bugün elime eski günlüğüm geçti bi açtım tarih : 23 nisan
tam 1 sene önce berabermişiz ne kadar eğlendiğimden bahsetmişim
sanırım mezun olmadan kurtulamayacağım bu durumdan
ben bugünde eğlendim ama ne kadar eğlenirsem eğleneyim özlüyorum yine de onunla geçirdiğmiz zamanları
beni takmayan birini hala düşündüğüm için kendime kızıyorum
belki çabalarsam düşünmeyebilirim
ama çabalamak da istemiyorum
çünkü geçirdiğimiz zamanlar benim için çok değerli ve hala da çok önemli
bi kaç tane resmimizi ekliyorum
ilk 2 resim istanbul gezisinden,sonuncusu okul hali
bir daha böyle olacağımızı sanmıyorum
ama ne yazık ki çok ama çok özlüyorum...

22 Nisan 2010 Perşembe

          selectra seviyorum seniiiiiiiiiiiiiiiiiii =)

21 Nisan 2010 Çarşamba

karışık

sınava 2 ay kaldı iyi hoş da bende 18 yaşında genç bir bayanım
insanın bu yaşlarda kalbi de bi garip atıyor
benimde bu aralar kalbim çok 'pırpır'
geçmişe baktığımda gerek hoşlandıklarım gerekse eski sevgililerim hep bir yaranın ardından ortaya çıktılar
birinden darbe yedikçe başka birine sığındım
sığındıklarım ise bana daha ağır darbede bulundular
böyle böyle başarısız birkaç tane ilişki yaşadım
sevdim,değer verdim,gösterdim ama karşımdakinden göremedim.başlarda var olan sevgilerini de nasıl yaptım bilmiyorum ama yok etmeyi başardım
sonuç : bendis salya sümük etrafa dert yanıyor
aslında düşünüyorum da ben üzülmeyi hak etmişim
boşluktan gelen sevgiliye o kadar çok inanmadığım halde 'seni seviyorum' demişim ki,karşı tarafı o kadar inandırmışım ki kaybedilmekten korkmayan,deyim yerindeyse sürekli cepte duracak biri haline gelmişim.
artık böyle biri olmak istemiyorum.
şimdi yine birine karşı bir şey hissediyorum
ama korkuyorum da ya yine aynı şey olursa,ya yine gerçek olmayan bir sevgiyse bu hissettiğim?
anlayacağınız kafam oldukça karışık
zaten imkansız gibi bir şey (ne yazık ki!)
ama bu sefer kesin karalıyım hissettiğim şeyin 'gerçek' olduğuna inanmadan hiçbir şey yapmayacağım
artık hata yapmaktan çok yoruldum...


NOT: kızla erkeğin arkadaş olamayacağı tezi bir kez daha kanıtlandı!!

20 Nisan 2010 Salı

yağmur

bu sabah uyandığımda hava bi sürpriz yaptı
dün çok yumuşak ve sıcak olan hava bugün tam tersi serin ve yağışlı
bahar yağmurudur geçer diye yanıma ne şemsiye ne de ceket aldım
bu arada izlanda'da patlayan yanardağdan çıkacak olan asit yağmurlarının geleceğine hiç ihtimal vermiyorum
iklimlerin dengesi değişebilir ama şu an gökten yağmur yerine asit yağsa sanırım bu yazıyı yazamaz olurdum çünkü epey bi ıslandım :)
yağmurlu havalarda içim bi garip oluyor
toprak kokusunu inanılmaz seviyorum
yağmurda dolaşmak da ayrı bi keyif zaten
ama yağmur bana alt yapının ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor ne yazık ki
çukurlardan korunmak neredeyse imkansız
e böyle olunca da sevgili belediye başkanımıza söylemeden edemiyorum
2 trilyonluk belediye binası yaptıracağına git de şu yolları yaptır!
henüz oy vermedim ama artık yaşım tutuyor artık insanlarımızında bunları görmesi gerekiyor
beni yağmur değil,arabaların çukurlara çarpıp sularını atması ıslattı diyebilirim
hepsinin plakasını aldım nedense elimde olmadan ezberliyiveriyorum sanki ihbar edeceğim
penceremi açıp,yağmuru dinleyip,toprak kokusunu içime çekip ders çalışacağım tavsiye ederim :)

19 Nisan 2010 Pazartesi

yoğunum hemde nasıl anlatamam
eve yeni geldim birazdan da çıkacağım
bugün tam 3 tane sınav olduk az sonrada 4.sınavıma gireceğim
her ne kadar yorucu olsa da bu yorgunluğu seviyorum
bi yerlerden bi yerlere koşturmak,koştururken o şeye odaklanmak ve kavuşmak işte bunlara bayılıyorum!
son olarak 8.saat uzay geometrisi sınavı olduk
ben hiç anlamıyorum bu dersi ya
hayal et diyorlar ama hayalde edemiyorum
habire bi yerlerden dik çıkıyor
önüme gelen her doğruya dik dedim bakalım nasıl gelecek :)
ama hayatımdaki en eğlenceli sınavlardan biriydi
ben yaptıysam eğer arkadaşlarıma yardım etmeyi severim
insan inanılmaz keyifleniyor
şimdi önüme cengiz(eski dost severim kendisini) diye bi arkadaşım oturdu
-kopyanın dibine vuracağız bendis ona göre
-tamam tamam hallederiz (iç ses:bir şey bilmiyorum ki nasıl kopya vereyim :S )
sınav başladı hoca sağolsun çok geniş davrandı
bi soru var 2 tane düzlem çizilecek
cengize kağıdımı veriyorum,anlatıyorum,tekar çiziyorum yok anlamıyor
hoca önümüzde dururken
-ay al benim kağıdımı çiziver işte dedi
şimdiye kadar bi sürü kopya verdim ama hiç kağıt değişmemiştim ki hoca da fark etti
elim ayağıma dolaştı ben bir panik sormayın :)
hemen cengiz'in ismini silmeye başladım,hoca
-cengiz kızın kağıdını ver dedi
ben daha bi panik oldum,içimden diyorum gitti bütün karizma
ama neyseki hoca görmüş benim bir şey yapmadığımı sınava kaldığımız yerden yani imece usulü yapmaya devam ettik :)
sınav boyunca çok güldüm bakalım sonuç nasıl gelecek
ben daha fazla geç kalmadan 4.sınavıma gideyim hepinize mutlu haftalar sevgili blogerler :)

18 Nisan 2010 Pazar

içim pırpır
kalbim bi garip atıyor,bir şey olacakmış gibi hissediyorum
uykum var ama uyuyamıyorum
umarım kötü bir şey olmaz

-ciğim'e

aslında bu yazıyı neden yazıyorum bilmiyorum
madem benim blogum içimden geçenleri yazmam lazım
blogumu bilen 3 kişiden birisin
belki bu yazıyı göreceksin
tabi görmem için takip etmen gerekiyor,takip edecek kadar beni düşünsen sevgilin kızıyor diye benimle olan arkadaşlığını bitirmezdin bunun da farkındayım
ama bazı şeylerin farkında olmam ne yazık ki anlamama yeterli olmuyor
okulda bilerek gözünün içine bakıyorum
gözgöze geldiğimizde ne yapacaksın acaba diye
benim -ciğim bu kadar pişkin olamaz diye düşünüyorum
ama gün geçtikçe anlıyorum ki sen benim -ciğim değilmişsin
bana kendini nasıl tanıttın,nasıl bu kadar seni sevmemi sağladın bilmiyorum
daha sene başında konuştuklarımız geliyor aklıma
ne olursa olsun arkadaşlığımızın bozulmasına izin vermeyecektik değil mi?
hoş ortada arkadaşlık da yokmuş bunu da yeni anlıyorum
ben kendi kendime arkadaşmışım
çünkü benim arkadaşım olan sen,aslında sen değilmişsin
neyse bu kou böyle uzar gider
şunu bilmeni istiyorum bana yaptığını ömrümün sonuna kadar unutmayacağım
bi daha konuşacağımızı sanmıyorum
ama merak etme her gece yattığımda senin ve sevgili sevgilin için çok güzel şeyler diliyorum
umarım bana yaşattıklarına değmiştir yaptığın,ama yalan söylemeyeceğim değmemesini tüm kalbimle diliyorum
bu seninle ilgili son yazıydı
artık bende senin gibi davranacağım

17 Nisan 2010 Cumartesi

hava yine mükemmel
zaten bundan sonra kötü olacağını düşünmek saçma olur
malum bahardayız
bahar aylarını inanılmaz seviyorum
insanın dışarı çıkmasıyla içine huzur doluyor
koşup oynayan çocuklar,etrafta gezen bi sürü insan,canının bi sürü şeyi aynı anda yapmak istemesi ve karar verememen işte bunlara bayılıyorum!
dersaneden çıkışta duygu'la buluşup cafenin birine gittik,havalar güzel olduğu için bahçede artık oturulabiliyor
biz salıncağa oturduk
allah'ım o nasıl bir rahatlıktır bir iki konuşmadan sonra uykumuz geldi
uyumamak için etraftakileri izleyip bilimum dedikodulara başladık :)
ama ne yazık ki kısıtlı eğlencemiz kısa sürdü
çünkü vaktimiz eğlencemizden daha kısıtlı :(
sürekli gelecek yılı düşünüp kendimizi motive ettik
ygs'den sonra ankara'yla ilgili hayallerime birazcık ara verdim
zaten ankara karasal iklim ıyyy (bkz: kedinin erişemediği ete mundar demesi)
bu arada geçen gün okula yeditepe üniversitesi'nden öğrenci ve öğretmenler geldi
hemen hukukla ilgili broşürü kaptım
bi sürü bi sürü ders var
ceza hukuku,borçlar hukuku,roma hukuku,idare hukuku,sigorta hukuku,deniz ticareti hukuku diye gidiyor
ayyy blog ne kadar zevkli bunları görünce,seneye bunları göreceğimi düşününce içim pırpır oluyor hemen gaza geliyorum
ben gidip biraz ders çalışayım bari :))

16 Nisan 2010 Cuma

sıkıntı

şu an dışarda bu senenin en güzel havalarından biri var ve ben evde takılıp kalmak zorundayım
yüzsüz yüzsüz herkese mesaj attım,resmen yalvardım ama yok herkesin bi işi var :(
ama benim hiçbir işim yok işte
çiçekler,böcekler hava mükemmel
hadi bi mucize olsun biri arasın,mesaj da atabilir ve ben bu güzel havada evde durup uzay geometrisi çözmiyim noluuuuuuuuuuurrrrrrrrrrrrrrrrr :))

15 Nisan 2010 Perşembe

benim gerçeklerim

sevgili paria'm bana gerçeğimi açıklamam için bir şey göndermiş
ona burdan çok teşekkür ediyor ve heyecanla başlıyorum

1)kiloyla ilgili takıntım var,biri bu konuyla ilgili şaka bile yapsa acayip sinirleniyorum

2)benimle ilgilenenlerden hemen hoşlanmak gibi iğrenç,nefret edilesi bi huyum var (bazen sevgisizde büyümedim neden bu kadar sevgiye açmış gibi davranıyorum diye sormadan edemiyorum)

3)tiyatoya bayılırım,çok hızlı konuştuğum için bazı sözcükleri yutuyorum ama sahnede olmayı çok seviyorum

4)çok heyecanlıyım,sırf paniğim,en küçük bir şeyde kıpkırmızı olurum

5)sevdiğim,değer verdiğim insanları bana ne yaparlarsa yapsınlar sevmekten asla vazgeçmem (bu da berbat bir huy)

6)el parmaklarımı sevmiyorum,başları kalın sonra inceliyor dolma gibi :/

7)evde hemen hemen bütün vaktimi aynanın karşısında geçiriyorum (yok hayır narsist değilim)

işteeee benim aklıma gelen gerçeklerimde bunlar :)
bende bunları sakartanrıça'ya,leah'a,C3Moi'ye ve profösör'e gönderiyorum...

anksiyete

bugün annemle el ele tutuşup psikiyatriste gittik
devlet hastanesi olduğu için sıra vardı bir gittik elimizdeki numara 206 tabelaya baktım 94 amanın dedim tamam eve gidelim
sonra etrafıma bir bakındım bi arkadaş gördüm yanına gittim
annemin yanına geldiğimde elimdeki numara 120ydi :)
sonra doktorunun odasının önüne gittik yarım saat sonra sıra bize geldi
annemle girdik odasına sorunum belliydi zaten annemden gizli değildi
hoşgeldin bendis dedi doktor gayet güleryüzle
-hemen sadede geliyorum uzatmaya gerek yok ben son sınıf öğrencisiyim acayip stresliyim dedim
adam şok oldu birden konuşmaya başlayınca
1 sene kaybetsen bir şey olmaz,hayata 22 yaşında değilde 23 yaşında başlarsın demeye başladı
bende dayanamadım
doktor bey ben çok başarısız sayılmam gerek aile gerek çevre beklenti içinde,eğer ben 1 sene kalırsam hem kendimi hemde çevremi hayal kırıklığına uğratacağım dedim
doktor ne dese beğenirsiniz
hmm sen çok hırslısın dedi
farkındayım dedim bende,çevremdekilerden de günde en az 10 kez duyuyordum bu lafı
seni psikologa yönlendireyim dedi
bende gerek okula gerek dersanede sürekli rehber öğretmenlerimle konuşuyorum ama bunlar beni rahatlatmıyor,ben daha önemliyim sınav da ki bilmem ne bunlar hiç inandırıcı gelmiyor,siz bana ilaç yazın vitamin olsun ama ben onu içince heyecanlanmayacağımı hissedeyim dedim :)
doktor yazdım zaten sen merak etme ama sen yinede psikologa git dedi
elime reçeteyi alıp,doktora teşekkür edip çıktım
reçetenin başında : ANKSİYETE BOZUKLUĞU yazıyordu
ordan psikologa gittim randevumu aldım ve çıktım
eczaneye gidip ilacımıda aldım eve gelir gelmez içtim
sonuç : çok rahatım sanırım anksiyetem düzelecek =))

EK BİLGİ 1: Anksiyetenin en iyi tanımı, somatik belirtilerin de eşlik ettiği, normal dışı, nedensiz bir tedirginlik ve korku halidir. Anksiyeteyi, kaygı, sıkıntı, bunaltı, endişe olarak da adlandırabiliriz. Anksiyete yaşayan kişi bu durumu "kötü bir şey olacakmış hissi", "hoş olmayan bir endişe hali" ya da "nedensiz bir korku" şeklinde ifade eder. Korku, dışarıdan gelebilecek kaynağı belli gerçek bir tehlike karşısında ruhsal ve bedensel olarak verilen bir tepki biçimidir.

EK BİLGİ 2: anam aynı ben!

14 Nisan 2010 Çarşamba

bugün okulda matematik sınavı olurken bağırmak istedim
hava ne kadar güzeldi böyle
dışarda gezmek,eğlenmek varken biz sınav oluyorduk
eğlenmek için çıkışı beklemek bile yoktu
bizim için eğlence seneye başlayacaktı
hep bunu düşünerek kendimi rahatlatmaya çalışıyorum
dur bendis seneye bu saatlerde çimenlerde oturacaksın ah ah geçen yıl nasıldı şimdi nasıl diyeceksin diyorum
ama bunu düşünürken kızmıyorda değilim
ben,biz niye eğlenemiyoruz?
niye hayatımızın en güzel anlarında sürekli stres içinde oluyoruz?
şu 18 yaşındayım ve eve en erken 7de giriyorum
o saate kadarda dersanede olmak zorundayım
eve geldiğimde de zaten bitmiş oluyorum
ne zaman bitecek bu durum?
gerçekten 26 hazirandan sonra bütün hayatımız normale dönecek mi?
umarım döner yoksa artık kendimi kandıracak bi umudum kalmayacak

12 Nisan 2010 Pazartesi

adalet

bu sınavlardan anlıyorum ki ülkemizde birçok şey de olmadığı gibi eğitim sistemizde de adalet yok ne yazık ki
bugün okula gidip netlere bakıp,arkadaşlarla konuştuğumda daha iyi anladım
sınıfımızda bir çocuk vardı
10.sınıfa kadar sınıf öğretmenliğini istiyordu
o da belkiydi onun için eğer olmazsa 1 sene bekleyecekti
ama bu arkadaşımız geçen yıldan başlayarak herkesi şaşırtmaya başlamıştı
her notu gittikçe yükseliyordu
yapılan denemelerde ilk 3 ten düşmüyordu ki çoğu zaman 1.oluyordu
bu sene onunla yaptığımız sohbetlerin çoğunda hukuktan konuşuyorduk
-yok bendis ben istanbul'a gideceğim ankara şehir olarak kötü ama hedefim ilk 500 diyordu
ki yapardı da
ben kendimi hırslı bilirdim ama onu gördükçe hayran kalıyordum
ben geçen yıl tiyatro provalarının arasında mesajlaşırken o mat 1 çözüyordu
yapma be oğlum daha 11iz diyordum
ki bu arkadaş yurtta kalıyordu,çalışma azmine bayılıyordum
gelelim başka bi arkadaşımıza
o da çok zeki olmasına rağmen kitap açmayan,ne olacaksın sorusuna basketbolcu diye cevap verirdi
derslerde uyurdu
çünkü akşamları idmanları olurdu
biraz çalış dediğimizde ya özel dersle kapatırım arayı diyordu
babasının durumu iyidi,rahattı olmadı özel üniversiteye giderdi
bense 9.sınıftan beri hep düzenli çalıştım
hatta en az çalıştığım yıl bu yıldı
eski birikimlerime güveniyordum
hiç özel derse ihtiyaç duymamıştım
bugün öğrendim ki deli gibi çalışan arkadaşla aynı neti yapmışım,ve hiç çalışmayan arkadaş matematik ve türkçe de resmen beni katlamış
hadi kendimi geçiyorum çalıştım ama hiçbir zaman deli gibi de çalışmadım
ya diğeri?
bilmiyorum blog,niye insanlar hak ettiği sonucu göremiyor
inşallah türkiye'nin hali de böyledir ve hepimiz çok iyi yerlere gideriz
buna gerçekten inanmak istiyorum...

11 Nisan 2010 Pazar

bitti mi,yoksa yeni mi başlıyor?

evet bitti
aslında bi 'oh' çekmem lazım
kurtuldum,rahatladım diye
ama hiç de öyle değil
çevremdeki bazı kesime göre üzülmem nankörlük,belki de öyle
ama yine de kendime kızmaktan alıkoyamıyorum
nasıl 'Taksim meydanı'ndaki 'm' harfini küçük yazılır diye alırım
yazım kurallarındaki yapılan hataya bak :/
sınav sonrası ne dediysem tam tersi çıktı
tarih full gelir dedim,yanlış okumadan dolayı 2 yanlışım çıktı
coğrafyam çok kötü diye sızlanıp durdum ama coğrafya full geldi :S
ama bundan sonraki yaşamımda felsefeyi görmek istemiyorum
9 sorudan 3ü yanlış!
ve gelelim matematiğimize...
ya işçi-havuz,yaş,kesir problemi olmayan matematik testi mi olur?
ve bütün mat 1 kitaplarında konularına dahi alınmayan,dersanelerde anlatılmayan,okullarda çıkmıyor diye baştan savma anlatılan mantık sorusuna ne demeli!
sen gel hız problemi sorma mantık sor
soruları hazırlayanlara sormak lazım bu çok mu mantıklı diye
ama burdan tv8 de konuşan bi arkadaşa teşekkür etmek istiyorum
hayatımda hiç görmedim,büyük ihtimal görmeyeceğim de ama ordaki adamlara nasıl cevaplar verdi öyle hayran kaldım
hayatım boyunca hep kitap okudum ama hiç bi anlam sorusunu anlayamadım,en az 3 kez okudum bu nasıl bi anlam sorusuydu dedi
aynen sonuna kadar katılıyorum
ne bir sıfat,ne bir zarf,zamir bi tane bile soru yoktu
varsa yoksa parağraf oku oku bitmiyor,bitse de anlaşılmıyor
ama türke de beni şaşırttı sağolsun beklediğimden iyi geldi
ve gelelim fenimizeeee
eşit ağırlık öğrencisi olmama rağmen 26 tane fen yaptığım için kendimi tebrik ediyorum
sınavdan çıkınca en emin olduğum ders fendi düşünün ne kadar çelişkili olduğumu...
çok daha iyi yapabilirdim
eğer titremeseydim,hayvan gibi panik yapmasaydım,sürekli tuvaletimin geleceğini düşünüp kendimi germeseydim çok daha iyi olabilirdi!
şu an için net konuşmam çok yanlış olur
çünkü her şey yeni başlıyor
hatalarımı,zamanımı ne kadar boş geçirdiğimi gördüm
söyleyebileceğim tek şey
önümüzdeki 2 ay içinde çok çok çok iyi çalışıp hukuka gideceğim :)

10 Nisan 2010 Cumartesi

ygs

evet büyük gün geldi
yarın
nasılım
kötü
heyecanlı
hepimize kolay gelsin....

9 Nisan 2010 Cuma

ders

artık çalışmayı resmen bıraktım sevgili blogerler
sayısal olan ezgim bana biraz fen,eşit ağırlık olan ben de ezgi'ye biraz sosyal anlattım
evet diyeceksiniz biraz geç değil mi diye
haklısınız çok geç
ama sanki bugün sabaha kadar çalışsam her şey değişecekmiş gibi geliyor
boş boş konuşarak geçirdiğim zamanlara o kadar yanıyorum ki
hep her şeyi biliyormuşum gibi geliyordu ama ne yapayım =(
şimdi ise sanki hiçbir şey bilmiyorum
bütün bilgilerim birbirine girdi
ve bugün ne yazık ki türkçe'nin ne kadar önemli olduğunu anladım
ve yine ne yazık ki çok geç oldu
resmen türkçe bana 150 puan getiriyormuş =/
alt tarafı okuduğunu anlama e birazcık da dilbilgisi var diyerek küçümsediğim yüce lisanımız bana tam 150 puan getirecek!
ya heyecandan okuduğumu anlayamazsam ya dilbilgisizsem amanın!
beni yine kötü düşünceler sardı
bütün gün gezdim,biraz sonra da dışarı çıkacağım çok yoruluyım da gece yattığımda çok düşünmiyim hemen uyuyayım diye
umarım işe yarar
bazı şeyleri anlamam için geç oldu ama önümde 2 ay daha var bu da bana ders olsun...
az önce bir deneme yaptım ve öyle bir soru çıktı ki karşıma fotoğrafını çekmeden kendimi alamadım :)
bu soru sana gelsin anti-kahraman
teknolojinin geldiği son nokta....

NOT: fotoğrafın gerek kalitesi gerek biçimi çok iyi değil idare edin =)

8 Nisan 2010 Perşembe

günler azaldıkça sinir,stres ve ne kadar kötü,olumsuz duygu varsa artıyor ne yazık ki
evet blog 3 gün bir şey kaldı
haliyle bende inanılmaz gerginim
en küçük bir şeyden nem kapıyorum
herkesin söylediği batıyor sanki
sadece ben böyle olsam çevremdekiler anlayışlı olur diyeceğim
ama arkadaşlarımda benden farksız değil
o yüzden kimseden anlayış bekleyemiyorum
ama ister istemez de içimdeki insanlara sataşma duygusunun önüne geçemiyorum
genelde bu talihsiz kişiler ailem oluyor
onlarada üzülüyorum yazık =/
böyle olunca hiçbir şey düzelmiyor aksine zorlaşıyor farkındayım ama elimden de bir şey gelmiyor
inşallah 3 gün sonra her şey çok daha iyi olur
diğer ihtimali düşünmek bile istemiyorum
bıktım artık beklemekten
off =/

6 Nisan 2010 Salı

mutlu yıllar anneeeeee

bugün 6 nisan
yani annemin doğumgünü
aslında annemle babamın doğumgünü geldiğinde beni acayip üzüntüler kaplıyor
hatta babamın doğumgününde bunu yüzüne de söyledim
-ay baba ya 50 oldun belki de 20 yıl sonra olmayacaksın :S
-çok sağol bendis içimi aydınlattın,ama bende farkındayım merdivenden aşağı hızla iniyoruz
demişti
şimdi ise sıra annemde
bugün onun doğumgünü ama o şimdi hastanede babaannemi doktora götürdü
ben kendimi düşünüyorum da doğumgünüm olduğu sabahlarda,günlerde sanki hiçbir şey yapmamalıymışım gibi geliyor
çünkü ben bu gün doğdum
sözüm ona çok özeli bir şey bu!
başkalarının önemsemesi tabi ki çok güzel ama bence ilk önce kendimiz özel olduğunu hissetmeliyiz
benim canım annem bunu hissedemiyor ne yazık ki
ya benimle ya ablamla ya da babaanne,anneannelerle uğraşıyor
bence herkesin kendine ayırması gereken özel anlar olmalı
ama bu duruma el koymaya karar verdim
akşama anneme sürpriz yapacağım
kendim pasta yapmayı beceremem
hoş mutfağa gitsem annem hemen gelir ne yapıyorsun diye
akşama daha çok var bakalım :)
bu arada blog seninde çok yakından takip ettiğin gibi sınava 5 gün bir şeycik kaldı
her ne kadar sakinim desemde olamıyorum işte gastritim tavan yapıyor bu aralar
ne olacak bilmiyorum
bana şans dilemeye devam edin :)



NOT: fotoğraftaki kişiler soldan sağa doğru ablam,annem ve de beeennnnn :) yıl 1993 :)

5 Nisan 2010 Pazartesi

sabah sabah ne yapacağını bilemeyen bendis

saat şu an itibariyle 07.38 okula gitmek için hazırlandım çünkü eskişehire gittiğim için olmadığım bi adet din kültürü sınavım var :)
sabah sabah blogu açıp bana yazı yazdıran şey ise: duygu
evet blog barıştık
supergirl,mavişapkalı kız ya da duygum burdan sana sesleniyorum sen cidden manyaksın :)
olayı sınav stresine bağlayıp üstünü örtüyoruz
umarım bundan sonra böyle bir şeyi ikimizde yaşamayız
neyse ben gideyim artık iyi haftalar :)

4 Nisan 2010 Pazar

zaman

bundan tam 1 yıl önce istanbul'daydık
anadolu öğretmen lisesi olarak
gezi başta hüzünlü başlamıştı ama devamı güzeldi
küsler barışmıştı,kırgınlıklar çözülmeye başlamıştı
bol bol gezmiştik
bol bol da gülmüştük
şimdi bakıyorum da
4 nisandan 4 nisana ne kadar çok şey geçmiş,değişmiş
ama bu geçen zamanda biz büyümüşüz
o çok uzun gelen ''''biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiir'''' yıl çok çabuk geçmiş
o kadar çabuk geçmiş ki sınava bi haftadan az kalmış
bakalım bu son haftada da neler olacak,neler değişecek?
eğer ben heyecandan ölmezsem size neler hissettiğimi günü gününe aktaracağım bana şans dileyin =)

3 Nisan 2010 Cumartesi

yorgun

hayatta bir şeyleri kaybettikten sonra hep daha iyisi olacak diye umut verirdim kendime
trip yapmadığım için benden soğuyan eski sevgilim geldikçe aklıma bundan sonra trip yaparım olur biter,böylece hiç üzülmem diye düşünüyordum
ya da yanlış anlaşıldığım,'yine' sürekli fedakarlıklar yaptığım ama hep yanlış anlaşıldığım için biten arkadaşlıklarımı düşündükçe bundan sonra herkese inanmam,güvenmem böylece daha çok mutlu olurum diye seviniyordum
ama artık bütün umutlarım tükendi
çünkü ben asla böyle biri olamayacağım
felsefe öğretmenimizin de dediği gibi
bu benim yapımda yok
bi çırpıda söyleyiverdi her şeyi:
-sen asla trip atamayacaksın bendis,sen hep insanlara güveniceksin ve hep de üzülüceksin,çünkü senin insanlara bakış açın bu,istesende öyle olamasazsın çünkü bendis çünkü BU SENİN DOĞANDA YOK
3 gündür bana söylenen bu sözleri düşünüyorum evet gerçekten yok
ben ömrüm boyunca üzüleceğim bu böyle
insanların hep korktukları şeyler başına gelirmiş
hayatım boyunca hep anlayışsız olmaktan korktum,içim olumsuz düşünmek için delirse de (ki biz buna fesatlık diyoruz) ben yinede hep olumlu düşünmeye çalıştım
peki ne oldu?
çok çok anlayışsız oldum
hep bencil olmaktan korktum
kendimden önce başkalarını düşünmeye çalıştım ki kabul ediyorum çoğu zamanda kullanıldım ama bunu görmemeye çalıştım
sonuç?
çok çok bencil oldum
insanlara kendimi anlatmaktan yoruldum
kendimi kötü tanıtmamak için elimden geleni yaptım her zaman
fesattım,bencil de olabilirim ama bunu bastırmaya çalıştım
her insan gibi bencil oldum
benden de bu kadar be blog,istemiyorum artık -beni yanlış anladın,ben öyle demek istemedim
ile başlayan cümlelerden bıktım artık
ben böyleyim
yanlış anlaşılıyorum
artık kendimi ifade edemiyorum
ben ne kadar uğraşsam da insanlar zaten beni kötü biliyor
ben kendimi bilsem yeter değil mi?
kendimi biliyorum,ben kötü değilim ne işe yarıyor?
ben gerçekten kötü biri olmamak için uğraşıyorum
çabalıyorum
ama bazen verilen çabalar da görülmüyor
öyle olsun
beni artık kötü bilin,
çünkü doğamı değiştirmeye karar verdim
umarım başarabilirim!

2 Nisan 2010 Cuma

insan düşünmeyeceğim diye zorladığı şeyleri niye hep düşünür ki?
düşünmek niye bu kadar kötü
düşünceler niye insanlara zarar veriyor
neden sürekli ben üzülüyorum?
neden davranışlarımı sorgulayan,vicdan azabı çeken,bir şeyler yapmaktan yorulan benim?
gerçekten çok sıkıldım
etrafımdakilerden,sınavlardan,her gün 5 kez geçtiğim yollardan,kendimden sıkıldım
artık lisenin bittiğini,bi dahaki yılı düşünüp avutmayacağım kendimi
olmuyor işte,benim her türlü davranışım ters tepiyor
bıktım artık
bilmem kaç gün defa bu yollardan geçeceğim ve sonra da defolup gideceğim
size 100binlik şehirde bensiz mutluluklar

1 Nisan 2010 Perşembe

-ciğim
duygu
sırada başka var mı?
bekliyorum iyi oluyor böyle sırayla alıştıra alıştıra az kaldı hadi

nisaaaaaan 1

herkese bağırarak söylemek istiyorum
bendis artık aptal olmayacaaaaaaaak,yuppi!!!! =)