30 Ağustos 2010 Pazartesi

bazen verdiğim kararların arkasında duramıyorum
aslında kararlardan eminim ama sonuçları karşısında başka tepkiler veriyorum
en basiti dersane seçimi
eski dersaneme devam ettiğim için mutluyum orası benim ailem gibi bunun en önemli sebebi de abim olarak gördüğüm rehber öğretmenim
daha derslere başlamadık ama ben bu kararımdan pişman olacağımı sanmıyorum
ama diğer dersanelerdeki öğretmenlere bu kararımı açıklayamıyorum
utanıyorum sanırım ya da çekiniyorum
nedense bu hayat benim hayatım karar da benim kararım ama karşılaşmamaya özen gösteriyorum anlayamadım garip :S

bugün bi arkadaşla görüştüm çok samimi değildik ama kız hep zor zamanlarınmda elinden geldiğince yanımda olmaya çalışmıştı özellikle sınav döneminde,şimdi de benim onun yanında olmam gerekiyordu çünkü o zor günler geçiriyor
2 yaş küçük benden ve sınıf arkadaşımla sevgiliydiler sanırım 1.5 yıldır
sevgili arkadaşım soğudum diyerek ayrılmış kızdan
aynı kelime bana da söylenmişti ne kadar acı verdiğini en iyi bilenlerden biriyim
ben ağladım sayılır o ağlamadı keşke bende o kadar güçlü olsaydım
ayrılalı 4 gün olmuş o bahsetmiyor benim 8 ay oldu çenem maşallah susmadı
niye bu kadar çok konuşuyorum ?
insanlar ya mutluyken çok konuşur ya da üzgünken ama ben hep çok konuşuyorum
böyle giderse kimse beni dinlemeyecek
en azından yazıyorum bu bile rahatlatıyor beni
uzun lafın kısası iyi ki varsınız :)

29 Ağustos 2010 Pazar

uzuuun ara bitti

bendis'in de ayrılığı bu kadar olur 2 gün :)
insan günlüğünü hiç bırakır mı?
agresif,sinirli,mutsuz ya da umutsuz olabilirim ama bunlarda benim hissettiğim duygular ne olursa olsun paylaşacağım
bu aralar ki tek isteğim evdeki temizliğin bitmesi
çok pis biri sayılmam yani belirli takıntılarımında olduğunu düşünürsek temizliğe önem veririm ama bu temizliği ben yapacaksam nefret ediyorum
her yer darmadağınık anneme yardım etmezsem vicdanım rahat etmiyor yazık kadında bel fıtığı var ama bu tür durumlarda hiç bana göre değil
sanırım bu durumda da suçlu annem bizi böyle yetiştirdi ne yapalım :)
biraz da beceriksiz olunca işler daha kötü oluyor ama tahminimce bikaç güne bitecek ve bende düzenime kavuşacağım sonra gelsin matematik gitsin geometri :p

2 gündür biraz gergindim elimden olmasa da ağzımdan bi kaza çıkacak diye çok korktum çünkü çoğu zaman düşünmeden konuşuyorum bu da en sevmediğim huyum
dün -ciğim ve sevgilisiyle D.lerin cafesinde karşılaştık beni görünce cafeden çıktılar
yazık ya gerçekten onlara acıyorum geçen gün annemin baskısıyla -ciğim'e yazdım
annemin baskısı diyorum çünkü o ısrar etti hala ondan bahsederken üzülüyormuşum bence yazmalıymışım ya da konuşmalıyışım peki ya sonuç cevap vermedi bilgisayarın başında değilmiş
inanıyor muyum peki?kesinlikle hayır :)

ve son günlerdeki isteklerimden biri akıcı ingilizce konuşmak ve anlamak
dizi ve filmleri alt yazılı izlemeye başladım kulağa o kadar hoş geliyor ki
üniversitede hazırlık okumayı düşünmüyorum çünkü ingilizcenin hukuka bi faydası olmuyor
belki ilerde param olursa (hakim olacağım olsun bi zahmet!) yurtdışında dil kursuna gitmek istiyorum
umarım olur :)
2 günümün özeti böyleydi işte hepimize mutlu haftalar diliyorum

27 Ağustos 2010 Cuma

bugün ablam geldi eskişehir'den yaz okulu bitmiş
kız 2 yıldır tatil yapamıyor yaz okullarından garibim
her ne kadar düzenim bozulsa da seviyorum ablamın gelişlerini
ilk gidişinde off evde yas vardı resmen babam hüngür hüngür ağlıyordu bende adamı öyle görünce dayanamıyordum şimdi ise gülüyorum ne kadar komik geliyor
ama babamın o zamanlarını asla unutmayacağım balık burcu duygusal kıyamam :)
ablamdan bahsetmişken resmimizi eklemeden geçemeyeceğim
bu seneki yaz tatilinden ben öcü gibiyim ama olsun doğal en azından :)

can sıkıntımı geçirecek bir şeyler hala bulamadım
blogumu günlük olarak benimsediğim için sanki geçmiş zamanlardan bahsetmem hataymış gibi geliyor
hatırlamadığımdan değil anılarımı o kadar net hatırlıyorum ama yazamıyorum
ben bir zamanlar şöyle yapmıştım hey gidi günler hey demeyi çok isterdim
ama geçmişte yaptığım her şey pişmanlıklarla dolu benim için
sanırım o yüzden bahsedemiyorum
akıcı,uzun yazılar yazamadığım içinde kusura bakmayın :)
bi süre yazı yazmayabilirim kendinize iyi bakın...

26 Ağustos 2010 Perşembe

bu başladığım 7.yazı
yazıp yazıp siliyorum yine tam olarak kendimi ifade edemiyorum
o kadar büyük bi boşluk yaşıyorum ki kapatamıyorum
sınavdan bahsetmekten gerçekten bıktım 193.yazımı yazıyorum ve eminim 190'u sınavla ilgilidir
sonra da sınav hayatımı nasıl bu kadar ele geçirir diye kızıyorum
sorun sınavda değil sorun bende,her şeyin değişeceğine o kadar hazırlamıştım ki bilmem ne hukuk fakültesini kazandığımız zaman tüy gibi hafifleyecektim
bütün sorunlarım bitecekti,bunun bahane olduğunu yeni yeni anlıyorum
ben sınavı kazanmadan da mutlu olabilirim evet yapabilirim bunu
kimseye sinir olmadan yaşayabilirim taze fasülye yapmayı bile öğrenebilirim,makarnayı bile yakmayabilirim
illa ki bunları öğrenmem için kazanmam gerekmiyor
kazanamadım diye etrafımdakilere bağırıp çağırmamı da gerektirmiyor
bazı dış faktörler vardı bunu inkar edemem ama esas sorun bendeydi
ve ben kendimdeki bazı özellikleri değiştirmediğim sürece bu sene de mutsuz olacağım ve sonraki senelerde de
ilk önce bu sorunu çözmem gerekiyor ve sonra da etrafımdakileri azarlamamam :)
hiçbir şeyden mutlu olmayan,sorunlu,uyuntu bi kız olmak istemiyorum
istediklerimi biliyorum ama bunları nasıl yapacağımı pek bilmiyorum
işte burdan sonra tıkanıyorum bana kendimden başka kim yardım edebilir bilen var mı?

24 Ağustos 2010 Salı

amanın

uzun zamandan sonra ilk testimi dün çözdüm
üzerinden yıllar geçmedi farkındayım ama sınavı kazanacağıma o kadar hazırlanmışım ki kendimi ilk soruyu çözdüğümde şıkkı nasıl işaretleyeceğime karar veremedim
bi yuvarlak içine aldım sonra sildim eğik çizgi yaptım saçmaladım yani :)
ve yalnızca 20 soruya kadar dayanabildim,sandalye rahatsız geldi
sonra sıcak bastı konsantre olamadım kalktım sonra
bu durum beni korkutmadı desem yalan olur ama bunu da aşabilirim
sevindiğim tek şey hemen hemen bütün konuları hatırlıyorum
ilk haftam alışma süreci olacak gibime geliyor
alıştıktan sonra her şey daha kolay olacak

dışarı çıkmaya başladım yine
evde dur dur bi yere kadar zaten bana göre değil
insanlara kulaklarımı tıkayabilirim zaten dünyanın sonu da değil
ağustos da bitmek üzere olduğuna göre bi aydan daha az kaldı herkesin gitmesine
sonra düzenime kavuşacağım
belirsizlik kadar canımı sıkan başka bir şey yok
belirsizliğin gitmesine de az kaldığı için hayatımda başka sorun kalmayacak
böyle işte bendis mutlu olmaya çalışarak evinden bildirdi :)

21 Ağustos 2010 Cumartesi

ben başarısızım!

kendimi dizi,film izlemeye ve üzüm yemeye vermiş bulnuyorum
iyi haber nasıl olduysa 2 kilo vermişim!
kötü haber tanıdığım bütün akrabalarımda şeker hastalığı olduğu için bende de olma olasılığı yüksek bu yüzden şeker komasına girebilirim

kendimi insanlardan soyutlamaya başladım farkında olmadan
sanırım onlara dert anlatmak yoruldum
her gördüğüm insana başarısız birisi olmadığımı anlatıp duruyorum aslında şöyleydi böyleydi aynı cümleleri kurmaktan bıktım
evet ben başarısızım oh be!

dün dersaneye yazılmaya giderken ablamın eski öğretmenini gördük ailecek tanışırız
eşler yalnızca çocuklarını överler,çocuklarını bizlerle kıyaslarlar ve biz her zaman tembel ve başarısız olarak kalırız
benim yerleşemediğimi duyunca babamın yanına gitmiş
niye bana danışmadınız,çok hata yaptınız falan demiş
dün birden karşımıza çıkınca kaçamadık adamdan
hemen söze başladı
-hayırlı olsun diyeceğim ama bunda ben pek hayır görmüyorum,sen seneye bu puanı hayatta alamazsın
ne varmış hukukta benim yiğenim de sana benzer bi puan almıştı pdr'ye gitti şu an çok mutsuz ama güzel bi bölüm keşke sende gitseydin (kendi içindeki çelişkiye bak,ben de mutsuz olacağım oldu!)
adama ben mutluyum diyorum,eminim mutlusundur diyor gülerek
bu benim tercihim gerizekalı diye bağırmak geldi içimden
yapabilirim diyorum ama anlamıyor
bunu başarabilirim ki o zaman dert anlatığım herkes bunun doğru olduğunu görecek
artık gerçekten çok ama çok sıkıldım
yeni bir şeyler olsun ve gündem değişsin lütfen :(

20 Ağustos 2010 Cuma

can sıkıntısından kendime abuk sabuk sorular sormaya başladım
shutter island'ın da bunda bir etkisi var tabi
film hiç tahmin etmediğim bir sonla bitti

düşünüyorum mesela ben bi akıl hastası olsam bunun farkında olur muyum?
ya da savunma mekanizmasına girip kendimi olmak istediğim biri haline mi getiririm?
hiçbir mantıklı sebebi olmadığını bildiğim halde tuhaf sorulara anlamsız cevaplar arıyorum

keşke uğraşacak bir şeylerim olsa
hayatımdan gidenlerin yarattığı boşluğu dolduracak bir şeyler gelse
mesela bu kadar çok düşünmesem,yesem içsem ders çalışsam
hayatım bundan ibaret olsa, o zaman düşünecek çok bir şey de olmaz
basitçe yaşarım şu bir yılı
kendimi hep bu senenin beni,düşüncelerimi değiştireceğine hazırlamıştım
aslında bi sonuç beni değiştirmemeli 13 ağustos günü tc'mi yazdığımda hiçbir yüksek öğrenim kurumunu kazanamadınız yazısı yerine bilmem ne üniversitesi hukuk fakültesi'ni kazandınız yazısını görsem bambaşka bi bendis haline mi geleceğim?
hiç sanmıyorum
çünkü benim temel sorunum,yaşadıklarımdan ders almamak

anılarımı seviyorum bana acı veren anılarımı sevmeye hala devam ediyorum
belki de tarih takıntım buradan başladı,her şeyi hafızama o kadar kazıdım ki hiçbirini hiçbir ayrıntıyı unutmak istemiyorum
telefonumda 2006 yılına ait mesajları hala saklıyorum
-ciğimle 6 aydır tek kelime konuşmamamıza rağmen facebooktaki albümlerimde hala ikimizin olduğu bi sürü resmim var
kaldırmaya,silmeye kıyamıyorum ki
bana ne yaparlarsa yapsınlar onları düşündüğümde ne sinir oluyorum ne de kızıyorum sadece üzülüyorum
e durum böyle olunca hep başa dönüyorum
son yıllarda hiç yeni bir şey yaşamadım
olaylar aynı sadece insanlar değişiyor
bakalım bu sefil durum daha ne zamana kadar devam edecek ?

19 Ağustos 2010 Perşembe

ne olursa ne yaşanırsa yaşansın hayat devam ediyor
bi sürü kötü olaya rağmen bence hala güzel
en önemlisi umutlarım var umutlarımı gerçekleştirecek gücüm ve güvenim var e o zaman sorunda olmamalı :)
bugün D.le buluştuk 3 ay sonra
aslında buluşmaya giderken 4 yılın hatrı var ilerde birbirimize selam verelim,küs olmayalım gibi düşüncelere sahiptim
3 ay boyunca yanımda değildi ben üzüldüğüm konuları ona söylediğimde hala işin ciddiyetini kavrayamamıştı şımarıklık yaptğımı sanıyordu :) tartışma falan ayrıntıya girmiyorum
biz gerçekten onunla çok farklıyız,çoğu hareketini onaylamıyorum ama yine de seviyorum onu
çok da özlemişim bugün bunu da anladım
biz görüştüğümüz zaman küs duramayız ki kısacası barıştık
kendime en çok kızdığım şeyi yine yaptım beynimi değil kalbimi dinledim
mutsuz veya pişman mıyım peki,hayır değilim
onun istediği yeri kazanmasına da çok sevindim
o mutlu olduğunda hala içten sevinebiliyorsam demek ki benim için değerli sonuç ne olursa olsun yine ben içimden geldiği gibi davranacağım
bunların dışında hala ders çalışmaya başlamadım vicdan azabı çekiyorum!
başlarsam devamı gelecek ama şu an daha düzene giremedim
sıcakta duramıyorum derslere aklımı hiç veremeyeceğim (önyargı değil!)

son günlerde elimden düşmeyen yelpazemle resmimi koyarken yazıma son veriyorum :)

18 Ağustos 2010 Çarşamba

artık kötü yazılar yazmak istemiyorum
bu son valla :)
bi sonucu öğrendiğim zaman bi de bugün bu kadar çok üzülmüştüm sanırım
ben insanları kırmamak için bu kadar özen gösterirken neden hala onların yüzünden acı çekiyorum?
bi yere yerleşemediğimi görünce asla başarısız olduğumu düşünmedim
çünkü ben korkakça davranmadım
en iyi yerde sınıf,okul öncesi,edebiyat öğretmenliği okuyabilirdim
ama ben asla bunu tercih etmeyi düşünmedim
kendime güvenim tamdı,başarabileceğime inanıyordum çünkü hoş hala kendime olan inancım tam gaz devam ediyor
ama insanların beni kendileriyle kıyaslayıp beni aptal yerine koymalarından nefret ediyorum
bağırmamak,kavga etmemek için ağlıyorum
ağlayarak rahatlamaya çalışıyorum kıskanç durumuna düşmemek için
1 yılın çabuk geçmesi için dua etmiyorum şu 1 ay geçsin herkes okuluna gitsin yeter
ben kitaplarımla ve kendimle başbaşa kalayım
çünkü böyle olunca kendimi daha kötü hissediyorum

ben tam dersane konusunda netliğe kavuşmuşken aklım yeniden karışıyor
üniversite seçerken bu kadar zorlanmamıştım heralde
nerede mutlu olurum nerede daha rahat çalışırım bunların hepsini gözden geçiriyorum
eski dersanemi çok seviyorum
öğretmenlerim ailemden biri gibi,çok rahat ediyorum onların yanında
bu yüzden dersanemi değiştirmemeye karar vermiştim
son anda değiştirerek pişman olmak istemiyorum
böyle kalsa daha iyi sanırım

bi de bu dertler yetmezmiş gibi işin gönül boyutu var
aylar sonra bugün risus'u gördüm
çok garip hissettim niye hala kurtulamıyorum bu etkiden :(
ona o kadar kızgınım ki
bu kadar kızgınlığa hala onu gördüğümde kıpkırmızı olup heyecanlandığım içinde kendime de ayrı kızgınım
aptal bendis sen iyisi biraz daha üzül!

17 Ağustos 2010 Salı

karar

bikaç saat önce son iki tercihimi 2 puanla kaçırdığımı öğrendim
en korktuğum şeylerden biriydi bunlar,belki arada uçurum olsa yani olamazmış zaten diyip geçebilirdim
ama 2 puanı gözümün önüne getirince 2 soruyu yanlış değil de boş bıraksam belki de kazanacaktım
olan oldu biliyorum keşke'lerle bir şey değişmeyecek bunun da farkındayım
ama esas sorun bundan sonrasında
2.tercihleri yapmak gibi bi planım yoktu çünkü zaten yerleşecek olsam ilkinde yerleşirdim
şimdi 2 puanla kaçırdığımı öğrenince acaba yapsam mı diye düşünmeye başladım
belki de ek kontenjanlar açılır kim bilir
bunu öğrendiğimden beri düşünüyorum yapsam olsa gitsem falan diye
hayal kuruyorum kısacası
sonunda ne istediğime karar verdim
ben normal bi hukuk fakültesinde okumak istemiyorum ki ben ankara hukuk'ta okumak istiyorum
biliyorum dersler,konular aynı ama bu benim sanırım hep içimde kalacak
8 tercih de bırakıp bu kadar yüksek puanla yerleşemediğimi duyanlar salak diyor bana
bence salak olanlar onlar
hayatımda hiçbir şeyi bu kadar çok istememiştim
ve ben eğer gülşah'sam hastalık,ölüm vs karışmadığı sürece buna kavuşmak için elimden geleni yapacağım
2009-2010 sezonundan pek bir şey hatırlamıyorum o kadar hızlı geçti ki
bu senede böyle olacak eminim ve yine kazanamazsam demek ki bunda da bir hayır varmış diyip başka yerleri yazacağım
ben sadece ilerde pişman olmamak için ideallerime ve kendime bir şans daha veriyorum
umarım bunu başarabilirim yarından itibaren çalışmaya başlıyorum
bu kadar dinlenme yeter :)

16 Ağustos 2010 Pazartesi

olmadı..hiç bi yer mi?

yurdumun güzel insanları beni ve sinirlerimi çok zorluyor
neresi oldu sorularına verdiğim açık ve net cevapları anlamamakta inat ediyorlar
-hiç bi yer mi olmadı,nasıl yani hiç mi kazanamadın?
gülüp geçmeye çalışsam da başaramıyorum
benim alıştığım gibi onlar da alışacak çok da kötü olmadığına
bi sene kaybeden bi tek ben değilim ki ve en önemlisi puanı hiç bir yere tutmadığı için yerleşemeyenlerden değilim bu da bana ekstra güven veriyor
aklımı karıştıracak bir sürü olay yaşadım bu sene
4-5 ay gibi sürse de hala tam olarak etkisinden kurtulanamayan bir ilişki,aşırı değer verdiğim halde takılmadığım bana göre bir hiç uğruna biten arkadaşlık (arkadaşlıklar desem daha doğru olacak)
sürekli çalışmadığımı söyleyen bir anne
bu sene değişecek mi diye sorabilirsiniz ama gerekirse gözünün önünde çalışacağım
artık telefonla da çok işim yok
herkes üniversite de olduğu için arayıp çıkalım diyeceğim kimsem de olmayacak
kısacası çalışmam için gerekli her şey hazır
iş bana düşüyor sadece
yaşadığım üzüntülere,gözyaşlarına değmeli bazı şeyler
bir haftaya kadar başlamam lazım erteleme lüksüm de yok artık
bu arada dün gece dersane rehber öğretmenimle karşılaştım yerleşemediğimi öğrendiğimizden beri adam bana garip bakıyor buğulu buğulu :)
dün birden çok üzülüyorum dedi
başta anlamadım neye hocam dedim,gece uyanıyorum aklıma geliyorsun umutlanmanı engelleyemedim üzülüyorum dedi :)
kıyamam çok seviyorum onu abim gibi neyse işin iyi yönünden bakalım bi sene daha beraberiz
artık arkadaşım da olmadığına göre bütün gün odasındayım o da rahatça kovabilecek beni
bunlar da güzel yanları olan oldu üzülerek elime bir şey geçmeyecek
biraz da dinlenip beynimi boşaltıp başlıyorum çalışmalara
kolay olmayacağını biliyorum o yüzden başlamaya henüz cesaretim yok
umarım o cesaret bir an önce gelir...

15 Ağustos 2010 Pazar

ilk şoku atlatan ben bi sene daha burada olma fikrine alıştım ve sanırım mutluyum ( :p )
bununda güzel taraflarını bulmaya çalışıyorum
mesela babamla bi sene daha beraberim
mesela yemek yapmayı öğrenmem için bir senem daha var
herkes gittiği için daha rahat ders çalışabileceğim
bunlar zorla arayıp bulduğum iyi şeyler :)
dün dersane olayını da hallettim sayılır
eski dersaneme devam edecek gibiyim,tam olarak karar vermedim ama %95 öyle olacak
bana sağlayacaklarını söyledikleri imkanlar gerçekten çok güzel
haftaiçi gideceğim ama istediğim dersleri bir kez daha haftasonu da görebileceğim
sınıftaki öğrenci sayısı az olacak ve benim seviyeme uygun insanların olmasına özen gösterilecek
dersanenin bütün imkanlarından sonuna kadar yararlanacağım ve bi yandan da sözelden hazırlanacağım derece için,umarım başarabilirim
büyük ihtimal de ücretsiz gideceğim e durum böyle olunca da beklenti de hayli yüksek
kendi alanımda ilk 50 sözelde ilk 10 muş :)))
bende evet tabi dedim müdüre
nedir ki ilk 50?
11.435'den ilk 50ye geçişi hep beraber göreceğiz
sayısalcılara o kadar kızgınım ki ilerde hukukçu olduğumda dava açacağım tazminat davası
resmen hakkımızı yiyorlar
sende sözelcilerin hakkını yiyorsun diyebilirsiniz
ama hukuk olmazsa sözelden de tercih yapabilirim ve edebiyat öğretmenliği ortak alan kızmayın bana :)
dersane de 5 ekimde başlıyormuş
maraton tekrardan başlıyor anlayacağınız
eylül ayı gibi kısa bi depresyona girebilirim malum tercih ve okul dönemi
sonra buna da alışırım aklıma hep bu geldiğinde ideallerimi gözümün önüne getiriyorum
yapabilirim diye kendime çeşitli gazları verdikten sonra gülümsemeye başlıyorum :)
işte gelecek bir yılımın özeti böyle
mutlu pazarlar :)

13 Ağustos 2010 Cuma

ey aşk 2

bugünkü yaşadığım şoktan sonra bu yazı çok saçma geliyor ama yine de hayattan kopmadığımı kendime göstermek istiyorum sanırım
hatırlarsanız 20 temmuz dolaylarında halamın yanına tatile gitmiştim ve orada biriyle tanışmıştım
zaten çocuktan fazlaca etkilenmiş olarak yaşadığım yere gelince herkese anlatmaya başladım yok şöyle tatlı böyle sempatik falan filan
ayvalık da ezgi'yle dolanırken birden ondan bahsetmeye başladım aradan zaman geçtiği ve aramızda hiçbir konuşma olmadığı için ilerde mahkeme salonunda karşılaşırız gibi türk filmi vari hayaller kuruyordum onunla ilgili
içkininde bana vermiş olduğu hakla ona mesaj attım tabi normal nasılsın gibilerinden
aman allah'ım sanki benim mesaj atmamı beklemiş yanlış hatırlamıyorsam o gece 6da yatmıştım
benim platonik aşkım da benden çok etkilenmiş
demesin mi biz birbirimize çok benziyoruz,sanki sen bensin bende senim
ben şoklardayım tabi gelen her mesajı 3-4 kez okuyorum
sonra bana deneyelim dedi mükemmel bir çift olurmuşuz birbirimizi anlıyormuşuz falan
ben düşünüyorum 20 gündür aklına gelmemişim bir mesaj attım olanlara bak her ne kadar pek inanmasam da yine etkilendim ve çok şaşırdım
kendimi tebrik ediyorum evet demedim!
tabi o zamanlar hukuka giderim görüşürüz mutlu mesut yaşarız diye düşünüyorum
biz o geceden beri konuşmaya başladık
her yazdığı mesajı önceden düşündüğümü fark ettim gerçekten çok garip bir duygu bu
sürekli 'aynen ya bende öyle diyecektim' cümlesini tekrar ediyoruz
şimdi yine konuşuyoruz ama ben olmayacağından eminim
hem artık konuşmayı daha fazla ilerlemeden ve bağlanmadan bitirmek istiyorum hem de kopamıyorum
o istanbul'da olacak yılda belki birkaç kez görüşeceğiz böyle bir ilişkiyi sanırım ne o ister ne de ben
anlayacağınız bu sınav benim ruh eşimi de götürmek üzere
belki de daha fazla ilerlemeden bitmesi en iyisi çünkü bi kafa karışıklığını daha kaldıramam bu yıl
aklımda sadece ders olmalı ki tam anlamıyla verimli olabileyim ama bende insanım ve elimde değil onu da düşünüyorum :(
of sınav yaktın beni ama bunun intikamını alacağım senden!

sil baştan

olmadı...
şaka yapmıyorum bi kişi daha sorarsa girişeceğim 'söyle söyle neresi oldu şakanın sırası değil'
bu konuda şaka yapılır mı?
kendim başta olmak üzere ailem,arkadaşlarım hepimiz şok geçirdik
babam hala kurtulamamış şapşal şapşal bakıyor bana garibim
bende şaşırmadım desem yalan olur
her ne kadar böyle bir ihtimal olduğunu düşünsem de yine de içimden yok ya giderim diyordum
uzun süren ağlama krizlerinden sonra biraz daha iyiyim
çünkü ağlamak bi işe yaramıyor bir an önce önüme bakmalıyım
daha çok ve sistemli çalışmam lazım
artık dışarı çıkmalar olmayacak çünkü çıkacak kimsem yok herkes kazandı
ünal amca 2 kişiden biri kazanacak demişti o kazanamayan birinin ben olacağım aklıma gelmezdi
benden çok çok kötü dereceli insanların kazanmasına içerledim ama sonra kendi ideallerim geldi aklıma
ben hukuk olmazsa edebiyat ya da sınıf öğretmenliğine giderim diye bir düşünce içinde olmadım
hukuk olacak başka yolu yok pes etmeyi sevmiyorum
ayak parmaklarımdan başıma kadar her yerimi hırs bürüdü
seneye derece için çalışacağım
olmayabilir asla büyük konuşmuyorum ama 11binden 10bine düşersem bi işe yaramayacak
çalışmama lüksüm yok artık
bu gece kitaplarımı ayırıp yarın çalışmaya başlıyorum
tek sorunum dersane seçimi
umarım bu seçimde de hata yapmam
her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmek zorundayım bu son şansım çünkü
işte böyle baş ağrım ve ağlamaktan şişen yüzüm geçse daha mutlu olacağım
sizleri de hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm
genel olarak üzgünüm işte...

12 Ağustos 2010 Perşembe

biten şeylerin ardından her ne kadar üzülsem de yeni başlangıçları düşünüp mutlu olmaya çalışıyorum
başarıyorum da sanırım
tatilim bitti daha doğrusu deniz ve kumla olan kısmı bitti
yaz ayının büyük bir kısmını geçirsek de bundan sonrası için daha farklı planlarım var
temel amacım kendimi geliştirmek
dil konusunda yeteneksizim özellikle de ingilizce kısmında
bunu tatilde daha iyi anladım
kendimi kara cahil gibi hissettim.4.sınftan beri ingilizce gören biri için vahim bir durumdayım...
tatilde anladığım bir başka husus ise ev işi,yemek konusunda ki beceriksizliğim
ezgi'yi gördükten sonra annemin beni ne kadar el bebek gül bebek yetiştirdiğini fark ettim
bir dolmanın içini bile dolduramıyorum.bunun ezikliğini de çok hissettim
bunlar ve yatağımı,evimi,ailemi özlemenin dışında çok güzel bir tatildi
hiç yalnız kalmadık sürekli bir koşuşturma,telaş çok eğlenceliydi
istediğim gibi olmasa da yine de yandım
güneşin altında o kadar oturmaya yanmasaydım kötü olurdu zaten :)
evime geldiğim an babamla sarılmamızın ardından adamceğizin ağlaması ben çok duygulandırdı
biz çok ayrılacağız bunu da anladım
sizinde anladığınız üzere tatil bana birçok şeyi öğretti
başka konularla başka yazılarda karşınızda olmak üzere hepinizi öpüyorum :)

4 Ağustos 2010 Çarşamba

güzel güzel güzel

ayvalık sarımsaklı'dan bildiriyorum :)
tatilim daha sürmekte ama sizi de merakta bırakmak istemedim anladım ki size çok alışmışım yazmak rahatlatıyor bunu da fark ettim
gelelim tatileee
öncelikle 18 yıldır bu kadar sıcak bir yaz görmedim bunu söyleyebilirim
oturduğum yerde boncuk boncuk terliyorum
bilenler bilirler ayvalık'ın suyu çok soğuktur
geçen yıl 15 derece olan su bu sene 22-24 civarı su bile çok soğutmuyor bizi
ama yine de denizin dibinde olmak o tuzlu suyu hissetmek çok güzel bir şey
güneşlenmeyi çok seviyorum ezgi'nin bütün itirazlarına rağmen gölge de oturamıyorum ilerde umarım cilt kanserine yakalanmam
bronzluk hoş şey doğrusu :)
geldiğimin ertesi günü gossip diye bi bara gittik içerisi güzeldi 2'den sonra kalabalık gittikçe arttı
en son hatırladığım saçma sapan danslar ettiğim
etrafta kimseyi tanımamak acayip moral veriyor deli deli oynadım stres ettım azda olsa
sonra yaşadığımız yerdeki arkadaşlarımız geldi ege ve beyoğlu
2 gün bi motelde kaldılar
o kadar eğlenceliydi ki motelin önünde bi sürü garip resimler çekildik ikinci şubesini bizim orada açacağız karar verdik :)
insanın yanında arkadaşı olunca tatil daha eğlenceli geçiyormuş bunu bir kez daha anladım
en son macerayı da dün gece yaşadım
gondol sonrası uçuk çıkaran ben kamikazeye bindim!
aman allah'ım o nasıl bir şeydir böyle
ölüyorum sandım beyoğlu'yla beraber oturduk kolumu tut diyor ben kolun nerde diye bağırıyorum
zaten başlar başlamaz beni indirin diye bağırmaya başladım
ama beni duyan olmadı çünkü arka fonda serdar ortaç'ın müthiş bestesi mikrop çalıyordu :)
indiğimde bayıldım sanırım ayaklarım tutmuyordu çöktüm yere bütün millet bana bakıyor
sonra ege su almaya gitti elimi yüzümü yıkadım anca kendime geldim
size tavsiyem aklı olan binmesin uçuk tehlikesiyle karşı karşıyayım
yarında ablam geliyor yılmaz motel'de kalmaya :)
işte günlerim böyle geçiyor
denize git gel yemek ye dışarı çık gez dolaş iç konuş
o kadar basit ki her şey bu durumu özlemişim
bekleme zamanını böyle geçirmek gerçekten çok güzel
ne zaman döneceğim belli değil ezgi beni kovana kadar buradayım heralde :)
iyi dilekleriniz için hepinize teşekkürler unutulmamak güzel
görüşmek üzere :)