28 Şubat 2010 Pazar

bi hafta önce yazdığım mesajı attım
tiyatro cd mi istemiştim,buluşacaktık işim var diye haber bile vermedi olsun alıştım ben
ders saatlerimi söyledim okula bırakırsın böylece karşılaşmayız dedim
hep kendi açından bakıp kafanda kurup üzülüyorsun,sinirleniyorsun dedi
pardon anlamadım?
bana haber vermeyi unuttuğun için mutlu mu olmalıyım?
sinirlendiğim yada üzüldüğüm yok içimden geçeni söyledim senden sürekli haber beklemekten sıkıldım dedim
yorgunluktan dışarı bile çıkamıyorum dedi
bunun inandırıcılığı tartışılır tabi
içimdeki saf bendis 'ay doğrudur yazık çok çalışıyor' demeye başlasa da az da olsa susturdum onu
sadete geliyorum salı görüşüyoruz
o dedi
benim için sorun değil okula getirebilirsin dedim
ekstra bir şey olursa haber veririm salı görüşürüz dedi
görüşür müyüz?
hiç sanmıyorum
yine işi çıkar
ben beklerim,alışkınım ne de olsa...

o la laa

yarın 1 mart
baharın başlangıcı
içim bi garip oldu :)
bu aralar içimi anlamak imkansız zaten
aynı olaylara farklı tepkiler veriyor üstelik aradan çok da zaman geçmeden
ilginç
bugün eve gelirken bir kaç ağacın çiçek açtığını gördüm
gerçekten bahar gelmiş dedim
bu baharın benim bu şehirde geçirdiğim son baharım olmasını diledim
belki gideceğim yer çok kurak,çorak olacak keşke bunu görebilsem diyeceğim
ama o zamanda ideallerime daha çok yaklaşmış olacağım
düşünsene blog seneye bu vakitlerde hukukta olabilirim düşüncesi bile içimi pır pır yapıyor :)
inşallah bu bahar diğerlerinden farklı olur
yeni umutlar getirir
yeni ama sonu hayal kırıklığıyla bitmeyecek umutlar
umarım :))

26 Şubat 2010 Cuma

hıh!

az önce eve geldim blog
bi arkadaşımın oynadığı basketbol maçını izlemeye gitmiştim ama moralim bozuldu yarıda bıraktım geldim
başta herşey çok güzeldi yabancı bi takımın idmanı vardı ezgimle onların bitmesini bekledik çok sevimli siyahi bi oyuncu vardı ezgiyle dövmelerinin gizemini çözmeye çalışırken zaman geçmiş
neyse maç başladı sonra bizim arkadaşlar geldi sohbet gırgır derken arkama bi döndüm çift yumağı olmuş kıskandım ya evet işte kıskandıııııııııııııımmmmmmmmmm
yandaki mesajla sevgilisinin tribini çekiyor,
arkadaki siyahi çocuğu beğendi diye 'küçük aşk oyunları' yapıyor
ağlayasım geldi sonra yanıma can arkadaşım 'ciğim' sıfatını layıkıyla taşıyan arkadaşım geldi
koluna girdim bir şeyler anlatıyorum bir ara arkasını döndü sonra yüzü değişti
başta anlamadım ama sonra fark ettim sanırım
birden diğer arkadaşın sevgilisi 'nazlı nerde?' dedi sonra sık sık nazlı muhabbeti açıldı
ben arkadaşıma yakın davranmamalıydım
çünkü onun sevgilisi vardı..
sustum yapmadım artık bir şey ama moralim çok bozuldu
bunun gibi bi kaç şey daha oldu
sonra çıktık salondan yürüyoruz
bi internet cafenin önünden geçerken içerde onu gördüm
eli çenesinde ekrana bakıp,arkadşına bir şey söylüyordu
içim cız etti
ben niye bu durumdaydım?
diğer kızlar saf saf gereksiz yere trip atıp erkekleri bağlayıp tabiri caizse köpek yaparken ben niye uzaktan bakan oluyordum?
niye takılmayan,umursanmayan ben oluyordum?
bir an içeri gidip 2 tokat atıp al bunun gibilerini mi istiyorsun demek geldi içimden
ama frenledm kendimi sakin ol bendis dedim
anlamazdı ki yine saçmalayan,sinirlendiren ben olurdum
yeter artık
gerçekten çok sıkıldım
istemiyorum :((
şu an oturdum 8 parmağımla çitoos yiyip müzik dinliyorum
2 parmağım yazmak için yağlanmasın tuşlar (çok düşünceliyimdir :))
içimde bi mutluluk tarif edemediğim garip şeyler var
durup dururken aklıma bişey geldiği için gülmeye başlıyorum mesela sonra garip bakışlarla karşılaşıyorum 'delirdin galiba'
evet ya sanırım delirdim
bugün mavişapkalı kızla konuşurken bi yere gidip avazı çıktığı kadar bağırmak istediğini öğrendim
aslında tam olarak benimde isteğim buydu
dedim gidelim anayola bağıralım koşalım deli gibi
anayoldan başka bir yerde yapamayız malesef :)
ama mavişapkalı kız caydı ne güzel olurdu aslında
günlerin gittikçe azalmasından mıdır nedir içimi arada hüzün kaplıyor
andaç yazılarını toplamaya başladık
her yazıyı okuduğumda ağlayacak gibi oluyorum nedense :)
en sinir olduğum kızın yazdıklarını görünce duygu patlaması yaşadım
genelde iyi niyetli olduğumu söylerler ama içten içe bir fesatlık var bende hele de ders konusunda sanırım sınıfımız haklı
ya blog her yazıda şu cümle demirbaş 'hırslarının kurbanı olma'
benden gelen tepki: 'ben hırslı mıyım ya :S'
karşı taraf: lksfhjkhlşüğhpgoısfhsiadnhbgş<
yazılanları okuyunca buna daha çok inandım
zaman ne çabuk geçti ya heralde mezun olurken elimde bi adet rulo olur :))
bugün mavişapkalı kızlada lise sonrasını konuştuk
ben vefasızım seni pek aramam ama hep aklımda olursun dedi
benim aklımda olur
ben ararım
umarım hiç bir şey bozulmaz
her şey aynı güzelliğiyle kalır
yine duygulandım en iyisi yeter bu kadar :))

23 Şubat 2010 Salı

yorgun olmayı özlemişim
berbat formaları çıkarmaya bile üşenmek anam ne güzel duyguymuş bu :))
konuşmayı bırak düşünecek halim bile yok
ama bu durumdan çok mutluyum
acayip bir iç huzur yaşıyorum
boş bir yorgunluk değil bu
çalışmanın,emek vermenin yorgunluğu
olay dramtikleşmeye başladı farkındayım :) ama blog uzun zamandan beri böyle olmamıştım
boş boş durduğum için boş olayları düşünüp,kendi kendime kavga edip duruyordum
insan bile bile kendi hayatını mahveder mi??
akıllı bi insan bunu yapmaz heralde
düşünsene blog sınava '''''46''''' gün kaldı
ben düşündükçe heyecanlanıyorum sevinmiyor da değilim
bu ilk aşama ama sanki her şey belli olacakmış gibi geliyor
bu yüzden içim kıpır kıpır :))
bugünlük sanırım bu kadar yorgunluktan düşünemiyorum,günüm nasıldı acaba :PP

20 Şubat 2010 Cumartesi

bazen bir sürü şey söylemek istersin ağzını açarsın ama konuşamazsın
bazen susmak istersin ama gevezeliğin tutar ve olur olmadık yerde olup olmadık şeyleri anlatırsın
böyle durumlarda kendimi tanıyamıyorum farklı düşündüğüm halde niye böyle farklı davranıyorum anlam veremiyorum ne yazık ki
son bi haftadır da bu durumdayım blog
yazmak istiyorum,içimdekileri dökmek ama boş sayfayı açtığımda ne yazacağımı bilmiyorum ve kapıyorum
garip bi duygu bu ya da boşluk ya da her neyse
ama zaman geçtikçe fark ettiğim bir şey var ki bu da beni sevindirmiyor değil
sanırım büyüyorum
biraz daha olgunlaşıyorum
eskiden olsa farklı tepkiler verebileceğim olaylar şimdi o kadar saçma,anlamsız geliyor ki
ağlamak ya da bağırmak bile bir şey ifade etmiyor
insanın bir zamanlar değer verdiği (belki hala da) birinin hayatında değersiz olduğunu görmek çok acı ya
soruyorum kendime,bu benim umrumda olmalı mı?
ben kendi gözümde değersiz miyim?
değilim ama ne bileyim blog ağır geldi bu durum bana
artık arkadaş çevremde bu konuyu konuşmamaya söz verdim kendime
boş muhabbetten öteye gidemiyor malesef bu da benim canımı daha da sıkıyor
konuşmamak önemli tabi de bi de düşünülmese tam olacak
sınava 49 gün kaldı böyle dersten başımı kaldırmamak istiyorum
yine tıkandım görüşürüz blog...

12 Şubat 2010 Cuma

yolculuk

az önce ablamı yolcu ettim
eskişehire gitti
üniversiteye,yeni yaşamının olduğu yere,alıştığı düzenine gitti
bir de kendime bakıyorum,arkadaşlarıma
ne doğru düzgün bir yaşamımız ne de düzenimiz var
sadece ders ders ders
her sabah daha fazla heyecanla kalkıyorum yatağımdan
bir gün daha geçti
sınava daha az kaldı
üniversitede olmama daha az kaldı
yolculuğa çıkmama daha az kaldı

e hadi ama biraz daha çabuk
çok sıkıldım...

8 Şubat 2010 Pazartesi

nötr

bugün 2.dönemin ilk günüydü
sabah okula giderken yağmurun altında kendime yol boyunca tekrar ettiğim şey:
2.döneme yepyeni başlayacaksın bendis,ilk dönem yaşananları hatırlamak için uğraşma ve mavişapkalıkızın tavsiyesini uygula bazı şeyleri kabullenmek için çaba harcama yokmuş gibi davran..
sınıfa neşeli girdim
herkese güldüm
mutluymuş gibi davrandım hoş çok da kötü sayılmazdım
sonra kızlarla konuşurken arkadaşın biri 'onu' gördüm dedi eski sevgili-arkadaş karışımı biriyle
şaşırmadım dedim
-şaşırmıştım
sonra defteri yazarken telkinlerime devam ettim:
ağlamayacaksın,başka şeyleri düşün hayır ağlamak yok
sınava 61 gün kaldı aptal!
sonra mavişapkalıkız gözlerinin etrafı kızardı dedi
mendil ver ve birşey sorma dedim
anlamıştı zaten
sonra test çözmeye çalıştım
birden kendime lanet etmeye başladım
salak bendis niye her şeyi herkesle paylaşıyorsun işte böyle olur
montumu asmaya gidiyorum
-ay bendis ayrılmışsınız
-evet...
-o mu ayrıldı sen mi?
-ne fark eder!?!
-böyle diyorsan kesin o ayrılmıştır
hay allahım ben ayrıldım çok mu güzel hahaha baksanıza çok mutluyum!
kalemim düşüyor eğiliyorum
-bendis noldu size?
...
ders boş izin almaya gidiyorum.hoca:
-kız noldu size?
yeter diye bağırasım geldi ama sabırla anlattım herkese
sonra çıkışta mavişapkalıkızla cafeye gittik
sıcak çikolatalarımızı söyledik bekliyoruz
birden kapı açıldı
evet 'o'....
bizi gördü ve koşarcasına gitti
bir an ağlayacağım sandım mavişapkalıkız sakinleştirdi beni
5 dk sonra o kapı tekrar açıldı 2 kız ve 'o' geldi karşıma oturdular
kahkahalar,sohbet oh her şey yolundaydı onun hayatında
bir de kendime baktım şıklardan yalnız I diyordum cevap II-III çıkıyordu böyle b.k bir halim vardı
kızdım kendime ama engel olamadım
sonra dayanamadım kalktım
kalkarken formalarımı yırtarak kaçmak bağırmak geldi içimden
mavişapkalıkızı öptüm ve sessizce çıktım bakmayarak,baksaydım bir şey değişmezdi zaten o başka tarafa bakıyordu
o zaman anladım biz bundan sonra hep ayrı yerlere bakacaktık...

7 Şubat 2010 Pazar

yağmurun sesine baaaaaakkkkk

sabah sabah dışarda çok güzel yağmur yapıyor
aslında hem güzel hem kötü çünkü ben dışarı çıkma,gezme planı yapmıştım :(
ama yağmur beni engelleyemez umarım arkadaşlarım da benimle aynı fikirdelerdir
neyse yazma amacıma dönmek istiyorum konuyu dağıtmadan :
sabahtan beri ağzıma takılan bi parça var çok severim kendilerini hala da söylüyorum havaya da tam müsait
'erkin koray--yağmur'
sözlerini yazıyorum dinlemediyseniz muhakkak dinlemelisiniz :))


Yağmurun sesine bak
aşka davet ediyor
cama vuran her damla
beni harap ediyor

Bu yağmur seni benden
alıp götüren yağmur
aşkımızı sel gibi
silip süpüren yağmur

Her damlada ah ettim
hayatıma kahrettim
o kadar üzgünüm ki
seni nasıl kaybettim

Ne zaman kapım çalsa
sen geldn sanıyorum
korkarım ki aşkımı
boş yere arıyorum

Yine yağmur yağacak
beni benden alacak
en acı ızdırabın
deryasına salacak

Her damlada ah ettim
hayatıma kahrettim
o kadar üzgünüm ki
seni nasıl kaybettim

6 Şubat 2010 Cumartesi

acımak

hergün bir önceki günden daha fazla şaşırıyorum olanlara
ve şu replikler sık sık tekrarlanıyor beynimde:
'ay ben ne safım,ay ben ne gerizekalıyım,ay şu beynimin... vb'
2 gün önce facebooktan sildiğim malum şahıs dün gece bana msj atmış
'gözümde küçülmeye mi çalışıyorsun?hakaret mi bu silme falan?'
şaşırdım açıkcası bende cevap verdim nedenlerinden bahsettim tabi anlayana
'bendis saçmalayıp duruyorsun ve bende sinirleniyorum kendinden zorla soğutuyorsun beni ben mavişapkalıkızla konuştum o sana anlatır görüşürüz'
evet bunları söyleyen benim bi sürü şeyimi paylaştığım eski sevgilim ve bana bazı şeyleri açıklamak için uğraşmıyor bile..garip...
daha da şaşırdım dedim ki ben neler yapıyorum böyle farkında olmadan soğutuyorum,saçmalıyorum, sinirlendiriyorum ben neymişim be!
yine beni suçlamaya devam etti
ve yine
ben tatsızlık çıkmasın diye
yine sustum
mavi şapkalıkızla konuştuktan sonra konuşalım dedi bana tamam dedim
sonra aradım mavişapkalıkızı ama ulaşamadım
merak etmiştim hemde çok
heyecanlanmıştım hemde çok
sapıttım bile denebilir ki bu yüzden mvişapkalıkızı bile kızdırdım
neyse o yinede bana anlattı kızgın bir şekilde

sadece dinledim,dinledim,dinledim ve kapattım
aslında benim bilmediğim bir şeyi söylememiş şaşırmamam gerekiyordu
ama yapamadım
kötü oldum
-son defa
ablama anlattım o şaşırmadı
ama ben şaşırdım
benim sevdiğim,güvendiğim insan bu olamazdı
yazık dedim kendime acıdım -yine

ama sonra geçti,geçmek zorundaydı
bunları öğrendikten sonra onunla hala konuşacağımı sanan biri için değmezdi
hep ben kötüydüm
hep ben suçluydum
ve o yalnızlığı özlemişti
bunu istemişti
istediğini veriyorum ona
kendiyle,işiyle,öğrencileriyle,arkadaşlarıyla (hayatında hiç bir zaman yerim olmadığını anlamak daha acı) sonsuza kadar mutluluklar neşe tanrım...



NOT: Şansım dediğim kişi en büyük hatam haline gelirken ve yine olan bana oldu...

4 Şubat 2010 Perşembe

acizlik git başımdan

bıktım
18 yıldır peşimi bırakmayan acizlikten gerçekten sıkıldım
ne bu ya?
insan zorla kendini üzer mi?
hayır anlamadığım farkındasın da niye durdurmuyorsun arkadaş?
ama bu bahsettiğim arkadaş gibi olamayacağım işte
dünkü gibi bir daha olmayacağım işte
onunla yaşadıklarımı hatırlamak için çaba sarf edeceğime unutmak için çaba sarf edeceğim işte
kendimi de bir daha asla küçük düşürmeyeceğim işte
beni önemsemeyen birini daha fazla düşünmeyeceğim işte
onun yüzünden ağlamayacağım işte
ve
buna izin vermeyeceğim işte

o fark etmeyecek belki,
onun için bi önemi olmayacağını biliyorum
ama benim en azından kendime birşeyleri itiraf edebilmem için önemli olan birşeyleri yaptım:
msnden sildim
facebooktan sildim
bütün msjlarını sildim
çok yakın zamanda aklımdan da sileceğim

hahahah hoş geldin aciz olmayan bendis =)

3 Şubat 2010 Çarşamba

istemek....

nefret etmek istiyorum blog
şuan şarap içtiğimde onu düşünmemek istiyorum
onunla geçen güzel günleri hatırlamamak için çaba sarf etmek istiyorum
o arkadaşlarıyla gezerken,yok yektasıyla,efesiyle dolaşıp gülerken ben  de mutlu olmak istiyorum
bu duruma alışmak istiyorum
her sabah yataktan kalktığımda 'hıh banane bende düşünmüyorum işte' dememe inanmak istiyorum
evet ben ayrıldım ohhhh mutluyum işte lafına gerçekten inanmak istiyorum
her geçtiğimiz sokakta onu hatırlamamak istiyorum
kendimi teselli ettiğimde 'ohooo bendis seneye bu vakitlerde ankara hukukta olduğunda kim bilir kimlerle olacaksın' diye kendimi kandırmamak inanmak istiyorum
ağlamamak istiyorum
derslerime konsantre olmak istiyorum
sürekli eski zamanları hatırlayıp 'bana şunu demişti,şöyle yaparız,böyle yaparız oğlumuzun adını ethem koyarız :S' gibi lafları beynimden kazımak istiyorum
başı sonu düşük olmayan düzgün cümle kurmak istiyorum
artık çevremdeki insanlara ondan bahsederek bıktırmamak istiyorum
onu sevmiyorum ohh işte ne yaparsa yapsın demek istiyorum
bende böyle mutluyum ona ihtiyacım yok,msj atmazsa atmasın zaten attığında hep sinir oluyordum lafına gerçekten inanmak istiyorum
ona msj atmamak için kendimde daha fazla gücün olmasını istiyorum
beyin ameliyatı olup geçmiş yaşantıları hatırlamamak istiyorum
kendime bu kadar çok şeyi niye hatırladım diye lanet etmemek istiyorum
aynaya her baktığımda 'off çok çirkinim bana niye baksın ki' dememek istiyorum
bu kadar çok şeyi düşüneceğime gidip trigonometri çözmek istiyorum
pişman olmamak istiyorum
yaptığım,yaptığı şeyler için üzülmemek istiyorum

off blog ben ne kadar çok şey istiyorum böyle??

NOT:bunların olmasını istiyorum :((((((

2 Şubat 2010 Salı

yok

buraya en son yazdığımda bir sevgilim vardı.artık yok..

son bi haftadır sürekli aynı cümleyi tekrar ettiğimi fark ettim.özneler,nesneler değişiyor ama yüklemler hep aynı 'yok'

en son bu yatağa yattığımda bir sevgilim vardı
ama artık yok

en son bu cafeye oturduğumda bir sevgilim vardı aa hatta beraber gelmiştik
ama artık yok

şuradan hep beraber geçerdik
ama artık o yok

burası bizim buluşma yerimizdi bana hep burda 'canım ben geldim nerdesin sen?' derdi
ama artık demeyecek
çünkü
artık yok

artık bana uyuzluk yapamayacak,
artık sinir edemeyecek
yok işte yok!!!

işte bir haftadır tekrar edip duruyorum alışabilmek için
ama hala alışamadım
elim telefonda,gözüm msnde
ama yok işte
bir an önce alışsam iyi olacak :((